Bir Minik Otobüs Hikayesi
Bu projeyi ilk olarak
internette görmüştüm. İnternette görünen her şeye hemen güvenmek zor tabi.
Sayfayı dikkatlice inceledim. Yazılan her şeyi iyice anladığımdan emin olana
kadar okudum. Bu noktada bir şeyin altını çizmek istiyorum. Çok kitap okuyan
biri olmasam da okuduğunu anlamak (doğru anlamak) kritik bir durum. Bazen
hayatınızın dönüm noktası bazen de sizi milyonlarca kişinin önüne atabilecek
bir şans.
Konumuza geri dönelim
okuduğum her şey mantıklı geldi ve adım adım bana verilen yönergeleri izledim.
Bir sanal kart satın aldım. Alırken çok düşünmedim böyle bir fırsat için bir kahve
parası çok görünmedi gözüme. Arkasından bir İstanbul toplantısı. Öyle basit
sıradan bir toplantı da değil hani. Birbirinden güzel başarı hikayelerini
barındıran, birçoğumuzun hayatına yön verecek düşüncelerin olduğu bir
toplantıydı diyebilirim. Ardından ikinci bir aşama.
Emek harcamadan bir
yere varmak mümkün değil tabi. Bizden istedikleri de küçücük bir emek harcayıp
bir video hazırlayıp sosyal medyada paylaşmamızdı. Ne kadar zor olabilirdi ki?
Heyecanla videomu hazırlayıp bu aşamayı da atlattım. Son aşamaya geçtiğimde, bu
basit olarak düşündüğüm 2. Aşamayı bile yapmayanların olduğunu öğrendiğimde çok
üzülmüştüm. Birkaç saat ya da birkaç dakika ayıramamak.
Üçüncü aşama mülakat
dedikleri kısım. Bu aşamanın hep bir gizemi var tabi. Ama Maksut Hocamızın her
zaman söylediği bir mülakat gibi değil de daha çok sohbet tadında, korkulmaması
gereken bir aşama. Böyle bahsettiğime bakmayın tabi. Benim o aşamada yaptığım
heyecan tam anlamıyla “anlatılmaz yaşanır” bir durumdu. Asla unutmadığım
günlerden biridir diyebilirim. Hayatım boyunca sahip olduğum soğuk kanlılığımı
o anda kaybedip, aynı cümleleri tekrar eden bir papağana dönüşmüştüm resmen.
İki mantıklı cümleyi yan yana getirememiştim. Ben bile kendimi dinlerken
sıkılmıştım. Karşımdaki jüriyi tarif edemem...
Sonuç olarak son
aşamada elendim. Biraz üzücüydü tabi ama beklediğim bir sonuç olmuştu.
Büyüklerimizin hep heyecan yapmayın dedikleri kısmı o gün öğrendim.
Bu bir son değildi
tabi. Ne kadar kısa görünse de bu süreç bir yıla yakın bir süre. Kimse bu
zamanın, emeğin çöp olmasını istemez. MCD Gençlik Ajansı bunu da düşünmüş ve
bize şöyle bir şans tanımış; bir sonraki projeye hangi aşamada kaldıysanız yine
o aşamadan devam edebilirsiniz. Diğerlerini bilemem ama bu benim için büyük bir
fırsattı. Pes etmeden devam edebilirdim ve öyle de yaptım. Araya pandemi gibi
bir dönem girince, bir sonraki proje gecikmiş olsa da sabırla bekledim. Ve o
gün gelip, mülakat tarihi açıklandığında sadece katılacağım bilgisini vererek
yine yollara düştüm. Toplantılar hep İstanbul’da olduğu için Antalya- İstanbul seyahatlerim
biraz artmıştı ama bu durum da beni hiç rahatsız etmedi. Her gittiğimde birkaç
gün fazla kalıp İstanbul’u geziyordum. Bu duruma Avrupa seyahatlerimin provası
olarak bakıyordum da denilebilir.
Mülakat günü geldi ve
yine heyecanlı bir bekleyiş başladı. Etrafıma baktığımda hiçbir tanıdık yüz
göremedim. Sanırım diğerleri ikinci şanslarını kullanmadan pes etmişlerdi. Ben
yine de bu sefer tüm sakinliğimi korudum ve kendimi bir nebze de olsa ifade
edebildim mülakatta. Elbette ki mülakatı etkileyen durum bu değil. Ama hayatın
her anlamında önemli bir konu bu bence.
Peki bu sefer
kazanabildim mi? Hayır. Ama kaybetmiş sayılmam. Hem de hiç! Bu sefer kalabalık
olan bir yedekler listesindeydi adım.
Kazanmak da asiller
listesine adını yazdırmak Avrupa’ya gitmek de değil aslında. Size bu projede
kazandığım şeylerin bir listesini çıkarsam, bu noktaya kadar okuduysanız bile
emin olun okumayı bırakırsınız. Yazmakla anlatılamayacak kadar çok uzun ve
güzel bir liste. Yine de birkaç minik örnek verebilirim.
Mesela tüm toplantılarda
kazanılan dostluklar... size yıllardır devam eden, gittiğim şehirde
arayabildiğim güzel dostlarımdan bahsedebilirim ya da ben gidemesem de gittiği
için çok sevindiklerim...
Mesela çok göz önünde
olmayan ama yaşayarak görebileceğiniz mükemmel kariyer fırsatları da var. Birçok
iş kapısı sunduklarını söyleyebilirim.
Mesela gençlik
ödülleri gibi daha adını da hatırlayamadığım başka mükemmel projelerde yer alma
fırsatları...
Neyse bu listenin bir
sonu yok son birkaç öğüt içerikli cümleyle bitirmek istiyorum. Bir yola
çıkıyorsanız asla bu yolda pes etmeyin! Ve başkaları size bu yolda ne derse
desin, siz yaşayarak öğrenin. Ben elbet bir gün bu otobüsle Avrupa’ya gideceğim
ama neden yol arkadaşım siz olmayasınız?
Sevgiler
Butterfly.song –
Aliye Behiye Özkan - Antalya
Daha aydınlık bir geleceğe 🧚♀️
YanıtlaSilYine ne güzel bir yazı okudum. Tam hayallere adım adım olmuş, yüreğine sağlık Aliye'cim💐
YanıtlaSil"Ve başkaları size bu yolda ne derse desin, siz yaşayarak öğrenin." İnsana gerçekten güç verebilecek bir mesaj. Seni tanımak çok güzel Aliye :) Yüreğine sağlık...
YanıtlaSilNe güzel demişsin "Pes etmeyin!" sen pes etmeyerek bu projeyi ne kadar çok istediğini kanıtlamışsın ve umarım Maksut Hocanın hayalleri gerçek olur ve hepimiz gidebiliriz. Emeğine sağlık canım...
YanıtlaSil:)
YanıtlaSil