17 Temmuz 2014 Perşembe

Gençlik Otobüsü - Vınlatmaya Az Kaldı


 Gençlik Otobüsü Projesi benim hayatımda kader mi yoksa tesadüf mü diye arada kalmamdır. En iyisi size yolculuğumu anlatayım ve kararını sizler verin.

Yağmurlu bir gündü (klişe bir başlangıç yapayım demedim ama vallahi yağmurluydu :D), lisans son sınıfın ilk vize zamanları, tüm gece oturup sınava çalışmışım, gözlerimden uyku akıyor ve hala yolda ders notlarımı okuyorum, kafamı kaldırıp etrafı bile görmüyordum. Kadıköy-Kartal metrosuna bindim, son durağa gelince inmek için kalktım ve afiş kısmında 15 ülkeyi gezmemizi sağlayan bir projeden bahsediyor, tam herkes hurraa inme vaziyetindeyken gittim fotoğrafını çektim sonra ayrıntılı inceleyeyim diye. (Şekil 1.A aşağıda mevcuttur :D)

Gençlik Otobüsü





Sınava girdim çıktım, ki ben balık hafızalıyımdır ama bir şey dürttü ve çektiğim fotoğraf aklıma düştü. Sonra üşenmedim açtım sitesini inceledim, ayrıntılı açıklamayı okudum ve akşam eve gidince de online başvuru formunu doldurdum.

Twitter ve facebooktan sürekli takibine başladım sayfalarının, gruplarının ve heyecanla ilk büyük toplantıya davet edilen isimlerin listesini bekliyordum. Açıklanacağı tarih geldi ve toplantıya bekleniyorsunuz, ilk aşamayı geçtiniz yazısını okuduğumda insanların aşık olduğunda karnımda kelebekler uçuşuyor tabirini bende mevcuttu ve heyecandan o kelebekler kaçınılmazdı :D

En renklisinden giriş kartı çıktımı aldım ve doğum günümden bir gün sonra olan toplantı için sıraya geçtim. Bu bana bir mesaj diye psişik düşüncelere kapılmaya başlıyordum, çünkü o afişi görmem bir tesadüf eseriydi, üşenmeyip başvurmam, takip etmem ve büyük toplantının resmen bana doğum günü hediyesi gibi bir ertesi güne koyulması... Neyse :D Sıraya geçtim, yanıma kitap aldığıma şükrettim çünkü kitabı yarıladım, sıra da sıraydı yani :). Çok yoğun programlı ve verimli bir toplantıydı, hatta o esnada Ali Rıza Koç'a kitabı için mail attım ve bana hemen gönderdi, bu blog yazımda kendisine çok teşekkür ederim. Kesinlikle herkesin okuması gerektiğini düşündüğüm bir kitap.

Sonrasında 2 dakikalık projeye ne katabileceğimize dair ve kendimizi anlatmamızı istedikleri bir video çekecektik. Belli başlıklarla proje birimleri oluşturulmuştu.

Yaşamım boyunca ve hala da öyle birçok şeye merak salan bir yapım olmuştur ve fazla girişimciyimdir, bu nedendendir ki birçok birimde çalışabileceğime inanarak videomu çektim. Ama sonrasında farkettim ki beni tanımayan birisi ne sallıyor bu kız diyebilir diye düşündüm, çünkü videoyu sonrasında izlediğimde 'ne iş olsa yaparım abi!' modeline döndüğümü farkettim. Ancak videoyu tekrar törpülemek gibi bir niyetim yoktu, zaten çekimim bile iphone ön kamerasıyla odamda yatak üzerinde çekilmiş amatör bir kayıttı ama neysem oyum diye bir güvenle gönderiverdim.

Videoda nelerden mi bahsettim :D !
*İngilizcem var yabancı diller koordinatörlüğünde görev alabilirim
*Yan flüt çalıyorum hobi olarak müzik birimine destek verebilirim
*Hayatımı çok gezelim görelim programı düzeyinde yaşayan bir tipim ve gideceğim yerler hakkında önceden ayrıntılı bilgi sahibi olarak hem sağlam gezerim hem de gezdirir ve iyi anlatırım gidilen yerleri, bu nedenle rehberlik birimine destek verebilirim
*Halk oyunları ve latin dansı yapıyorum. Mesela gittiğim her yerdeki insanlara horon öğretebilirim. Yaratıcı fikirlerim var diye konsept sorumlusu olabilirim
*17. Ulusal Psikoloji Öğrencileri Kongresi düzenleme kurulundaydım. Bir organizasyon nasıl yapılır tüm ayrıntıları ve süreçlerine hakimim. Liderlik vasfım vardır vs diye, organizasyon biriminde olabilirim
*Profesyonel makinam var ve fotoğraf çekmeyi çok seviyorum, fotoğraf biriminde yer alabilirim
*Video kameram var, değişik konsprtli videolar çekebiliriz, video biriminde görev alabilirim
*Aynı zamanda psikoloğum insan ilişkileri konusunda gözlem yapmak istiyorum ve bu yetim sayesinde de otobüs içi ilişkileri de dengeleyebileceğime inanıyorum diye ek bilgi :)

Veeee hatırlamadığım ama o 2 dk içerisindeki saniyelere sığdırabildiğim zilyontane yeti :D

İzledikten sonraysa hissettiğim ya Maksut Hoca projeyi tek benimle yapacak ya da hiç bu kız neler sallamış böyle ya diyip almayacaktı :D.

Sonuçlar açıklanacak, geçenler Ankara'daki toplantıya katılabilecekler ve bu sayede son aşamaya geçebileceklerdi. Tabii ben bu süreçte sürekli en kötüsünü düşünüp kendimi teselli etmeye çalışıyordum; yaklaşım 43.000 kişinin arasından 6.000'e girmekte süper olursa olur olmazsa hiç senin olmamıştır :D Ve sonuçların açıklacağı zaman geldi sürekli sayfa yeniliyorum, daha açıklanmamış, artık belli olsun heyecanı ve TC'mi girdikten sonra tebrikler! Yazısını görünce her yanımı kelebeklerin sarması, bunlar harika şeyler, belki buradaki kelimelerin yetmediği ya da yetemeyeceği ölçüde dolu hisler.

O zaman hop Ankara'ya gidiyordum!!!

Facebook'taki gruplar arası iletişimler başladı, sabah orada olacaktım ve zamanımız olacaktı Anıtkabir gezisine kadar, neden erken gelecek Gençlik Otobüsü şanslılarıyla bir ön tanışma yapmayalım ki dedim, sonra kahvaltı organize etmeye karar verdim. Facebook'taki gruba yazdım ve baya geri dönüş aldım. Ankara'yı çok bilmeme rağmen 'Google Dayı' sağolsun Leman Kültür'ü buldum ve Anıtkabir'e yakın olduğunu keşfettim ve İstanbul'dan arayıp 30 kişilik rezervasyon yaptırdım, yaklaşık 50 kişiyi bulduğumuzu söylememe gerek yok herhalde :D Çünkü otogarda indik ve 'Siz de mi Gençlik Otobüsü, ben de kahvaltıya gidelim hadi!' diye yoldan toplaya toplaya kahvaltı edeceğimiz yere vardık.

Projenin verdiği dinamik çok bambaşka gerçekten, herkes güzel bir beklentiyle geliyor. Evet bir organizasyon yapılıyor, ancak bu proje ortaya koyulurken çok da eğlenilip güzel dostluklar kurulabiliniyor.

Kahvaltımızı ettik, Anıtkabir'e geçtik, Maksut Hoca'yla selfielerimizi çektik, Atamıza saygı duruşunda bulunduk ve toplantıya geçtik. Toplantıda videoda verilen vaatleri yerine getirmemizi ve bunun da son aşama olduğunu anladım. Çok zamanım yoktu, zilyon tane vaatim vardı ve bir yandan lisans hayatım devam ediyordu, aynı zamanda işe başlamıştım, yani özetle yoğundum ama yapacaktım ;)

İstanbul'a döndükten sonra Gençlik Otobüsü sayesinde tanıdığım arkadaşlarla dostluklarımız devam etti, mangal partisi yaptık ayıptır söylemesi :) deli eğlendik.

Sıra geldi verilen vaatleri gerçekleştirmeye!
*Proje için güzel anları yakaladığım fotoğraflar çektim
*Latin dansları ve halk oyunları videolarımı ve fotoğraflarımı gönderdim konsept için vaat ettiğimi gerçekleştirebilir demek adına
*Bir yandan Türkiye'yi gezmeye devam ediyordum ve gezdiğim yerlerle ilgili paylaşımlar yaptım rehberlik konsepti adına
*Tüm her şey bir yana sonrasında bu kadar görev arasında son olarak evet organizasyon birimine yöneleceğim dedim! Benden beklenen 250 kişilik bir gruba Gençlik Otobüsü Projesini ve Genç Kart'ı tanıtmaktı. Ben de Okan Üniversitesi'nin en büyük salonu olan Mevlana Konferans salonunu ayarladım, öncesinde grafik tasarım bölümündeki arkadaşlardan bana afiş tasarlamalarını istedim, okulun her yerine, tüm fakültelere astım, bölüm başkanlarına ve sınıf temsilcilerine duuyurular yaptırdım.

Gençlik Otobüsü



Sunum için konferansa gittiğim gün salon 500 kişiliktir ve ayakta olup yer bulamayanlar vardı yani 500 kişiyi aşkın bir gruba sunumumu yaptım. Bir yandan videolarım ve fotoğraflarım çekildi.(Şekil 2.A.'da görebilirsiniz :D

Gençlik Otobüsü




Sunum sonrasında birçok soru aldım ve seneye başvurmayı düşünen birçok öğrenciyle oradan ayrıldım. Çok verimli geçmişti ve mutluydum.

Tüm bunları tabiiki Maksut Hoca'ya mail atarak, kendilerinin kafasını sürekli şişirdiğim bir süreçti :D

Veee yine büyük an geldi, sonuçlar açıklanacak, her gün kontrol ediyordum siteyi, twitterı, facebooku. En sonunda liste açıklandı ve ismimi aramaya başladım, bir baktım ki yedeklerdeyim!
Şimdi ne demekti bu benim için? Hayır asillerin böyle bir projeyi asla kaçırmayacaklarından emindim ama tamam olmadı, kaybettim demek de değildi. Arada kalmıştım, zaten yaşamımda genelde arada kalarak ilerleyen bir süreç olmuştur bu da öyleydi :).

Tabiiki en iyi yapılacak şey Maksut Hoca'ya danışmaktı. Müzik birimiyle bir gün Sabırtaşı Restoran baskını yapmaya, hep birlikte hem tanışmak olsun hem de yemek yeriz diye anlaştık ve Maksut Hoca da oradaydı. Kendisine danıştığımda zaten yedeklerde olduğumdan 3000 TL'lik sponsor bulmam halinde katılım sağlayabileceğimi söyledi. Yeni bir ampul yanmıştı benim için ve tam gaz arayışa başladım. Sponsorluk dosyam elimde kapı kapı gezdim. Bildiğiniz bizim ve yakın mahallede sormadığım kurum kalmamıştı ve tüm akrabaları da tüketmiştim ama yoktu, kimse destek vermiyordu. Sonra CİTEB'in başkanı olan Gökhan Göksu ile konuştum ve kendisi çok ileri görüşlü bir insan olduğu için bu projede yer almaya karar verdi, buradan da kendisine bana inandığı için ve böyle bir projeye adım attığı için çok teşekkür ediyorum.

Havalara uçuyordum hatta hala uçuyorum, süreç olarak bakıldığında çok bambaşka bir büyüsü var gibi geliyor bana. Belki ben deneyimlediğim için belki de öyle, kader mi tesadüf mü siz karar verin.
O zaman HAYDİ OTOBÜSÜ VINLATMAYA!...

                                                                                                                                   Fundem'ce



Dikkat: İlk blog yazımdır, etkilerinden ve tepkilerinden kesinlikle sorumluluk alınmamaktadır :P

Gençlik Otobüsü - Seçilme Hikayem

Başarı ilk adımı atmaktır !

   Her şey internette gördüğüm bir paylaşımla başladı. Önce paylaşımı dikkatlice okudum sonra www.genclikotobusu.com a girip detaylıca bilgi edindim. Ben bu proje hakkında detaylı bilgileri okurken odada ailem birden sustuğumu fark edince ne oldu diye sordular bende okuduklarımdan yola çıkarak proje hakkında bilgi verdim. 15 AVRUPA ÜLKESİNDE 28 ŞEHRİNİ (Bulgaristan, (Sofya) Romanya, (Bükreş) Macaristan, (Budapeşte) Avusturya, (Viyana) Almanya, (Füssen, Bremen, Berlin) Çek Cumhuriyeti, (Prag) Hollanda, (Amsterdam) Belçika, (Brugge, Brüksel) Fransa, (Paris, Cannes, Nice) Portekiz, (Lizbon) İspanya, ( Bilbao, Madrid, Barselona) Monaco, (Monte Carlo) İtalya, (Venedik, Pisa, Floransa, Roma, Napoli, Pompei, Bari,) Vatikan, Yunanistan, (İgoumenitsa, Selanik) GEZEREK PROJELERİ HAYATA GEÇİRECEĞİMİZDEN BAHSETTİM. Gençlik otobüsü 5 projesinin sadece bir gezi değil bizim hayallerimizde gerçekleştirmek istediğimiz projelerimizi hayata geçirmek için bir fırsat olduğunu anlattım. Gençlik Otobüsü aslında sadece otobüsten ibaret bir gezi değildi ; Gençlik otobüsü aslında gerçekleşmesini istediğimiz hayallerimizde bize fırsatlar açan bir temsili bir isimdi.  

     GENÇLİK OTOBÜSÜ tohumları yıllar önce Maksut Çoşkun Dokunulmaz tarafından atılan geleceğe faydalı gençler yetiştirmek için üretken yaratıcı ,potansiyellerinin son noktasına ulaşmaya çalışan, yaşamda kendine bir amaç isteyenlere fikir veren yol gösteren başkalarına yararlı tohumlar eken gençlerin HAYALLERİNİ GERÇEĞE DÖNÜŞTÜREN bir fırsatın adıydı.

   Gençlik otobüsü formunu dikkatlice okudum ve özenle doldurdum. Sonra heycanla beklemeye başladım. O formu doldurduktan sonra uzun uzun düşündüm seçilebilme şansımı hesaplıyordum 43.500 kişi içinde sadece 50 kişi seçilecekti ve ihtimalim çok düşüktü fakat bu beni karamsarlığa asla götürmedi. En başından beri hep inandım. Çünkü başvuru formuna gerçekten neden gençlik otobüsünde olmalıydım bunu yeterince izah ettiğimden emindim. Sonra sonuçlar açıklandı ve 43.500 kişi içinden 6000 bin kişi seçilmişti ve ben artık ilk elemeyi geçmiştim ve 6 bin kişi İstanbul Arena Megada toplantıya davet edildik heycanla Samsun’dan İstanbula yola koyuldum ve sabahın erken saatlerinde Arenamega’nın önündeydim en öndeyim diye kendimce seviniyordum sanki birdahaki eleme en önde olanları seciceklermiş gibi sadece içeri girmek için en öndeydim Öyle bir kuyruk vardı ki 6 bin kişi siz tahmin edin herkes hayalleri için gelmişti önce kuyruğa baktığımda heycanla karışık birazda üzüldüm çünkü düşündüğüm zaman biz gençlere teorik bilgiler vermenin ötesinde hayallerimizde neler var bunları nasıl hayata geçirebiliriz kimse bu konuda yardımcı olmamıştı destek olmamıştı okul hayatım boyunca hep kafamızı ansiklopedik bilgilerle doldurdular herkes o kuyrukta umutla bekliyordu çünkü artık üretken olmak istiyordu herkes yabancı dizilerin bağımlısı olmaktan sosyalliği unutturan programlardan uzak olmak ve hayallerinde olan düşüncelerinde olan projeleri hayata geçirmek istiyorlardı ve gençlik otobüsü onlar için bir fırsattı çünkü daha önce bizlere böyle fırsatlar sunulmamıştı yalan olmasın üniversitede sunuldu ama bilmem kaç bin Euro verirseniz sizi götürürz gibi fırsatlar sunulmuştu ve Kimse ben sana destek olayım sponsor olayım git projelerini gerçekleştir demedi Avrupayı gez gör ülkene daha faydalı ol demedi her sene üniversitede her sınıftan birkaç kişi erasmusla yurt dışına gitti o kadar ve bu projeyi takdir etme sebeplerimden birtanesi de gençlere ücretsiz Avrupa Turu imkanı sunuyor ve üstelik tam 45 gün boyunca. Türkiyedeki faydalarını suan yazı uzun olmasın diye bahsetmeyeceğim ama başka bir yazımda yine anlatırım :)

Gençlik Otobüsü


   Arena megada ünlü iş adamlarının başarı hikayelerini dinledik aslında herşey çok iyi planlanmıştı önce başarı hikayeleri dinledik bi kendimize geldik biz neden birseyler yapmayalım bizim farkımız neydi onlardan sonra Maksut Çoşkun Dokunulmaz hocamız bizlere video elemesinden bahsetti. 6000 kişi “Neden Gençlik Otobüsüne seçilmeliyim “ Neden bu projede bende yer almalıyım diye 2 dk lık video çekilmesi gerektiğini ve elemelerin bu videodalara göre olacağını anlattı. Bizlere ayrıntılı bilgiler verip kafamızda ki tüm sorulara cevaplar verdi.


Gençlik Otobüsü

   Toplantıdan ayrıldıktan sonra video telaşı almıştı beni, önce sahilde bir video çekmeye karar verdim ilk videomu sahilde çektim denizin dalgası arka planda görünüyordu ve alacakaranlık çok hoş bir video olmuştu. Sonra deniz seviyesinden binlerce km yükselikteki bir dağa çıktım orda çektim 2. videomu da başka nerde çeksem diye düşündüm sonra kendi görev yaptığım okulda çektim okulum ormanlık bir alanda olduğu için daha güzel olacağını düşündüm öğrencilerime önce kamera nasıl tutulur nasıl çekilir onu anlattıktan sonra beni çekmelerini söyledim birkaç öğrencime fotoğraf makinesi verdim hd çekimde beni çekmelerini söyledim sonra defalarca kez çekim yaptık, ben videoya konuşurken öğrencilerimin gülmelerini görmeliydiniz :)  sonra gülüşme sesleri çok diye ondanda vazgeçtim. 6000 kişi video gönderecekti ve 600 kişi seçilecekti nasıl bir video çekebilirdim düşünmeye başladım hangi yolu denesem içime sinmiyordu sonra dedim ki videoda anlatacakların daha önemli dedim ve evde kendi odamda kendi kendime videoyu çektim ve gönderdim. Heyecanla sonuçların açıklanmasını bekliyordum ve arkadaşlarımla sahilde gezerken sonuçların açıklandığını öğrendim ve hemen sonuçlara baktım geçmiştim bu elemeyi de geçmiştim :) sonra tabi elemeyi geçtim diye o gün tüm arkadaşlar hesapları bana ödettiler :)

   Video elemesini geçen kişiler Ankara'ya toplantıya çağrıldılar ve toplantının olacağı günde arkadaşlarımla Antalya'dan tatil paketi satın almıştık onun tarihle aynı güne denk geliyordu , arkadaşlarım tatile gidelim boş ver gençlik otobüsünü zaten bundan daha öteye gidemezsin dediler onların götüreceği kişiler kesin bellidir tamam yeter artık bu kadar gideceğine inanma dediler. Hem tatil parasını da verdik paran yanmasın gidelim şu tatile dediler fakat yine kimseyi dinlemedim ve Ankara'ya o toplantıya gittim. Toplantı salonunda oturduğum masadaki arkadaşlarla önce tanıştım sıcak samimi bir ortam vardı ve o zaman daha iyi anladım ki hayatı içinden yasamak isteyen benim gibi hayalleri için gelen kişilerdi ve onlarla tanışmak arkadaşlık kurmak gerçekten benim için anlatılmaz bir duyguydu .Biliyorduk 600 kişiden de sadece 50 kişi seçilecekti fakat kimse birbirini rakip olarak görmedi toplantıdan sonra birbirimizi aradık konuştuk bilgi alışverişleri yaptık.

Gençlik Otobüsü 

   Ankara toplantısında bize bazı görev isimleri verildi fotoğrafçılık, sosyal medya, sponsorluk yazarlık,müzik, resim ve daha adını burada yazmadığım bir çok birim vardı .Herkes kendine uygun olan birimleri seçti ve o birimler doğrultusunda çalışmalar yaptı. Ben kendim Fotoğrafçılık, Sosyal medya ve sponsorluk birimlerini seçmiştim o birimler doğrultusunda çalıştım ve sonra gerekli çalışmamı gönderdim..

Mutlu SON

   VE sonra bana gelen e maili okudum ve artık seçilmiştim 43.500 kişi içinden Avrupa'ya gidecek 50 kişi arasına girmiştim gerçekten çok mutluydum.Belki günlerce uyumamıştım ama biliyordum ki emeklerimin karşılığını alacaktım ve Allah’a şükür Allah’ım dualarımı kabul etmişti ve ben Artık seçilmiştim.

   Öncelikle bana bu fırsatı sunan hayalleri gerçeğe dönüştüren MCD Kültür Ajans & MCD Gençlik Kulübü’de Genel Koordinatör & Kurucu, Yönetim Kurulu Başkanı ve MCD Kültür Ajans’ta Kurucu Başkan MAKSUT ÇOŞKUN DOKUNULMAZ’A ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM.
Kendisi çok mütevazi ,alçak gönüllü bir hocadır kendisine her zaman başarılı çalışmalarının devamını ve bizlerin yanında olmasını diliyorum..

  Benim Gençlik Otobüsü 5 projesine seçilme hikayemi kısaca anlatmaya çalıştım bu yazımı okuyan arkadaşlara son olarak şunları söylemek istiyorum ;
Hayallerinize artık “ evet “demeye başlamanız gerekiyor, Geleceğin fırsatları önünüze sermesine “evet” demelisiniz , Potansiyelinize “evet “demelisiniz. Gençlik otobüsü projesi size kendinizi geliştirme alışkanlığı sunuyor ve buda öz güveninizi besliyor ve kendinize daha çok güveniyorsunuz ve başarı kapılarını bir bir açmış oluyorsunuz.

"İç disiplininizi hiç yitirmeyiz ve canlı tutunuz.."

   Size daha önce okuduğum hoşuma giden bir yazıyı paylaşacağım eminim anlatmak istediklerimi daha iyi anlayacaksınız ;

   Örnek aldığınız başarılı insanlar ile sizin en büyük ortak noktanız nedir biliyor musunuz? Bir zamanlar onlar da sizin gibi hayatlarıyla tam olarak ne yapacaklarını bilemiyorlardı. Başarılı insanların herşeyi genç yaştan anlayıp ona göre hareket ettiği yanılgısına kapılmayın. Onların da bizler gibi başarıya ulaşmaya dair şüpheleri hatta korkuları vardı. Bu yazıda başarılı bir girişimcinin düştükleri gençlik hatalarını ve sonradan hayatlarında “Keşke şöyle yapsaydım…” dedikleri noktaları paylaşacağım.

   Tim Westergren, Pandora‘nın kurucusu: Bugün piyasa değeri 2.5 milyar dolar olan Pandora adlı müzik-radyo web sitesinin kurucusu, Tim Westergren’in hayatta en pişman olduğu şey daha gençken “iyi bir fikir” olduğuna dair hisse kapıldığı projeleri hayata erkenden geçirmemiş olması. “Senelerce içgüdünüzü takip etmeyip, risk almamanızın yükü, iç güdünüzü takip edip başaramamaktan daha kötü.” diyor. Ayrıca her hatanın iyi bir öğretici olduğunu da savunuyor. “Hepimiz o kadar bizim için çizilmiş güvenli ve düz yolda yürümeye alışmışız ki, kendi yolumuzu çizmek korkutucu geliyor.” Westergren’e göre henüz gençken risk almak, “Keşke…” demekten kat kat iyi.
Jimmy Wales, Wikipedia‘nın kurucusu: Jimmy Wales’in gençliğe dair verebileceği ders şöyle açıklanabilir: “Gençlik yıllarınızda paranızı iyi kullanın ve değerlendirin ki, bir gün gerçekten hayata bir proje geçirmek istediğinizde elinizde bir sermayeniz olsun.” Ayrıca Jimmy Wales yaş ilerledikçe de yat ve araba gibi lüks eşyalar için kredi çekilmesini yanlış buluyor. “Sadece sizin için geri dönüşü olan şeyler için para çekin: eğitim ve iş projesi gibi.”

   Buna benzer bir çok örnek var ve bu örnekten anlaşıldığı gibi hepimiz bizim için çizilen yolda yürümeye o kadar alışmışız ki kendimize ait yol çizmek ,kendi projelerimizi hayata geçirmek bize korkutucu ve zor geliyor oysaki sadece bir adım atsak inansak ve kendi yolumuzu kendimiz seçip cesaretli olabilsek emin olun o zaman başarı merdivenlerini bir bir tırmanacağız ve hayattan tat alacağız. Çağımızın en büyük sorunu olan mutsuzluk problemi çoğumuzda vardır yasıyoruz ama ne için yasıyoruz gibi eğer kendinize güvenir kendinize inanırsanız biraz cesaretli olursanız bununda üstesinden gelirsiniz.

   Hayatım boyunca hep risk aldım başaramamak korkusu hiç olmadı içimde, elimden geleni yapayım olmazsa o zaman olmasın dedim.Okul hayatımda hiç bir hocam bana hayattan zevk almayı mutlu olmayı öğretmedi hep bilgi basamagında sorularla yetiştik sosyal olmaktan kasıt bize öğrettikleri pikniğe gitmekten öteye geçmedi..Eğer bir gün öğretmen olursam ben farklı olmalıyım dedim ve kendimi gerek fotografçılık olsun gerek muzik olsun , keşif amaçlı geziler olsun bir çok yönde geliştirmeye karar verdim çünkü ben öğrencilerime bilgi değil bu hayatta küçük şeylerden mutlu olmayı öğretmeliydim onlara sosyal olmayı ve bu hayatı içinden yaşamayı öğretmeliydim..  Bu projeye seçilmiş olmam asla pes etme huyumun olmamasındandır eğer bana söylenenlere kulak asıp gençlik otobüsü toplantılarına gitmeseydim şuanda yazın boş boş oturmuş olacaktım. Fakat şimdi yurt dışına gideceğim 15 Avrupa ülkesi 28 şehri gezeceğim gözlemleyeceğim ve projelerimi hayata geçireceğim ve ülkeme döndüğüm zaman bambaşka bir donanımla dönmüş olacağım , vizyonum kalıplaşmış çerçevelerin dışına çıkacak ve daha geniş daha güzel bir vizyona sahip olacağım ve öğrencilerime daha güzel yol gösterip onların ufuklarını aydınlatabileceğim. Keşke Dünyadaki tüm gençler kaynaşsa barış huzur kardeşlik içerisinde proje ortaklıkları kursa bu dünya ne yaşanılası olurdu savaşlar olmazdı huzurlu bir dünya olurdu. 

   Yazmayı çok uzattığımın farkındayım ama bu yazılarımı okuyan değerli genç arkadaşlara Gençlik Otobüsünün bir otobüsten ibaret olmadığını aslında kendilerinin gelecekleri için bir değişimin fırsatı olduğunu anlatmaya çalıştım.. Yazmayı çok sevdiğim için çok uzatıyorum ama kısa kesiyorum bu yazımı :) yine ileriki zamanlarda faklı yazılarımı paylaşırım..
Son kez yazımı sonuca bağlıyorum :) Gençlik otobüsüne kesinlikle başvurun , sizleri aramızda ailemizde görmek istiyoruz ve her zaman sizlere yardımcı olacağımıza söz veriyorum…
Yazımı okumanızın umarım size faydası olur ve bu yazı Gençlik Otobüsünden haberi olmayan tüm genç arkadaşlara ulaşır ve onlarda hayallerini gerçeğe dönüştürürler.
En başta söylediğim gibi herşey internette gördüğüm Gençlik Otobüsü başvuru haberiyle başladı ve şimdi Gençlik otobüsü 5 ile Avrupa’ya gidiyorum. İnşallah şimdi bu yazıda sizin başlangıcınız olur ve sizde bu projeye seçildiğiniz zaman Her şey internette gördüğüm bir paylaşımla başladı dersiniz ve kulağımı çınlatırsınız..

   Hayat çok kısa ve yaşamdan zevk almak istiyorsanız mutlu olmak istiyorsanız hayallerinizin peşinden gidin!!

   Bu projelerin gerçekleşmesi için bizlere sponsor olan firmalara çok teşekkür ediyorum..
Son olarak MCD Kültür Ajans & MCD Gençlik Kulübü’de Genel Koordinatör & Kurucu, Yönetim Kurulu Başkanı ve MCD Kültür Ajans’ta Kurucu Başkan MAKSUT ÇOŞKUN DOKUNULMAZ’A ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM..

Hayatı içinden yaşamak dileklerimle…

Nihat Ortadağ

Gençlik Otobüsü - Paris

Gençlik Otobüsü

                          

Gençlik Otobüsü - Tanıtım

Gençlik Otobüsü

                          

16 Temmuz 2014 Çarşamba

Gençlik Otobüsü - En Güzel Maceram

   Avrupa Birliğine bağlı 15 ülkenin 28 güzide şehrinden herhangi birinde bir sabah siz gözlerinizi yeni heyecanlarla açarken güneşin size bir önceki günden farklı bir yerden gülümseyişine ve de Avrupa coğrafyasının sayısız değerlerine, güzelliklerine tanık olabileceğiniz, her yola çıktığınızda dönüşün hep kendinize olacağı bir organizasyona üyeyseniz dünyanın en şanslı insanlarındansınız.


   Benim Gençlik Otobüsü maceram, www.genclikotobusu.com 'da yer alan 'Gençlik Otobüsü 5' başvuru formunu doldurmamla başladı. Ülkemizin 81 ilinden 42 bin küsür kişi başvurmuştu Gençlik Otobüsü 5 projesine. Başvuru formlarının sonuçlarının duyurulduğu gün ön elemeyi geçtiğimi görünce dünyalar benim oldu. Ve artık benim de dahil olduğum, hayallerinin peşinde koşan 18-35 yaş aralığındaki devasa topluluğu, önemli kariyerlere sahip insanların da katılacağı müthiş bir toplantı bekliyordu. Tarih 22 Şubat 2014 Cumartesi'ni gösterdiğinde geleceğin 6.000 genç liderinden  biri olarak İstanbul Küçükçekmece'de yer alan Arena Mega Gösteri Merkezi'ndeki yerimi aldım. O günün doğum günüm olması sebebiyle de orada bulunmak, o havayı solumak, geleceğime yönelik çok ama çok değerli kazanımlar elde ettiğim o büyüleyici atmosferi tatmak, benim için hayatımın en anlamlı hediyesi oldu.


Gençlik Otobüsü


   22 Şubat toplantısına katılan binlerce kişi gün boyunca Twitter'da #hayallerimicin etiketini kullanarak binlerce tweet attı.

   Toplantının sonunda MCD Gençlik Kulübü ve Gençlik Otobüsü genel koordinatörü Maksut Coşkun Dokunulmaz, toplantıya katılan herkesten organizasyona neler katabileceklerine ilişkin süresi 2 dakikayı aşmamak şartıyla birer video çekmesini ve toplantı sonrasındaki bir hafta içerisinde tüm videoların Paylas.Com'a yüklenmesi koşuluyla kendisine ulaştırılmasını istedi.

   Nisan ayı gelip de video elemesi sonuçları açıklandığında Ankara toplantısına katılmaya hak kazanan 637 kişi arasına  girmem sebebiyle bir kez daha mutluluktan kanatlanmış, uçuyordum! 26 Nisan 2014 Cumartesi sabahı saat 5'te Metro Turizm'in İstanbul Esenler'den Ankara'ya giden otobüsüne bindiğimde, belki inanamayacaksınız ama bir iki amca ve teyze dışında otobüsteki herkes Gençlik Otobüsü 5 toplantısına gidiyordu. Önce yanımda oturan yol arkadaşımla muhabbet etmeye başladım. Sonra önümdeki, arkamdaki arkadaşlarla muhabbet derken Gençlik Otobüsü heyecanıyla yanıp tutuşan insanlarla dolu bu otobüste müthiş keyifli bir yolculuk halinde buldum kendimi. Bu yolculuk sanki Gençlik Otobüsü maceramızın bir provasıydı. Ankara'ya varır varmaz Kızılay'da bir restoranda otobüste tanıştığım arkadaşlarımla güzel bir kahvaltı gerçekleştirdik. Kahvaltımızı bitirdikten sonraysa Atamızın ebedî istirahatgâhı olan Anıtkabir'i ziyaret ettik. Ardından saat 16.00'da başlayacak olan toplantımıza yetişmek üzere Antares Alışveriş Merkezi'ne doğru yola koyulduk. 
   Toplantı salonunda herkes 10'ar kişilik masalarda yerlerini aldı. 22 Şubat'taki toplantımızın benim doğum günüme denk gelmesinin ardından o günkü yani 26 Nisan Ankara toplantımız da Maksut hocamızın doğum gününe denk gelmişti. Maksut hoca organizasyonla ilgili açıklamalarını sürdürürken sürpriz bir doğum günü kutlaması olmazsa olmazdı. Yaklaşık 4 saat süren toplantının sonunda Maksut hocamız, Gençlik Otobüsü 5 projesine 637 kişi içerisinden kimlerin dahil olacağının Haziran ayında açıklanacağını belirtiyordu. O gün bir kez daha anladım ki Maksut hocamızın bu güzel projeye dahil edeceği gençleri belirlemedeki temel kıstas, kimlerin elini taşın altına ne kadar koyacağı idi. Ankara'dan ayrılırken toplantı salonunda şahsıma özel olarak ayrılmış olan Gençlik Otobüsü Genç Kart'ıma kavuşmuş olmamın mutluluğunu da yaşıyordum. 26 Nisan Ankara toplantısından geriye Maksut hocamızla aslanlı yolda çektirdiğimiz bu güzel hatıra fotoğrafı ve güzel dostluklar kaldı.








   















Haziran geldiğinde ve Gençlik Otobüsü 5 projesine katılmaya hak kazananlar açıklandığında kendimi yedekler listesinde görünce bütün samimiyetimle söyleyebilirim ki geriye şöyle bir dönüp baktım ve asil talihliler arasında olamayışımın tek sebebinin bugüne dek Gençlik Otobüsü organizasyonuna kattıklarımın yetersizliği olduğunu düşündüm. Gençlik Otobüsü'ne katılma gayreti içerisinde olduğum bu süreç bana hayatta hiçbir zaman, hiçbir engel karşısında pes etmemem gerektiğini öğretti. Benim Gençlik Otobüsü organizasyonuna bu süreçte kattıklarım çok çok yetersiz olabilir ancak yalnızca bahsettiğim süreçten ve  Maksut hocamızla tanışmış olmaktan ötürü hayatıma yönelik elde ettiğim kazanımlardan daha büyük kazanımlar olabileceğini hiç zannetmiyorum. Hayatta öz eleştri yapmadan hiçbir başarı elde edemezsiniz. Açıkçası ben bunu da MCD Gençlik Kulübü ve Gençlik Otobüsü genel koordinatörü olan değerli hocam Maksut Coşkun Dokunulmaz'dan öğrendim. Gençlik Otobüsü'ne katılabilmek için bir yerlerde dayınızın, amcanızın olması gerekmiyor. Bana göre dünyanın en güzel gençlik projesi olan Gençlik Otobüsü'nün seyahatlerine ileriki yıllarda katılacak olsam da olmasam da bu dev organizasyona seçilen ve seçilecek herkesin çeşitli mücadeleler vererek, hak ederek bu organizasyonun içerisinde yer alma şansını elde ettiklerini, edeceklerini biliyor olacağım.

Gençlik Otobüsü ailesi olarak hep birlikte daha nice güzel çalışmalara imza atmak dileğiyle...

Beni ve Gençlik Otobüsü'ne ilişkin fikirlerimi takip etmek isterseniz kişisel web sayfam olanwww.onuryuce.org 'u ziyaret edebilirsiniz. Ayrıca Twitter ve Facebook'tan da bana ulaşabilirsiniz.

Yazımı Gençlik Otobüsü'nün tanıtımına yönelik gerçekleştirdiğim çalışmaları özetleyen üç videoyu sizlerle paylaşarak noktalıyorum.

https://www.youtube.com/watch?v=4qm_t0O0gaw

https://www.youtube.com/watch?v=r74nc6i2-bg

https://www.youtube.com/watch?v=0Bv1w9wG4dA

Onur Yüce







14 Temmuz 2014 Pazartesi

Gençlik Otobüsü - Rüyalarımın Projesi

   
Gençlik Otobüsü   
Evet rüya proje benim rüyalarımın projesi oldu.. maddi gelir kaynağı sağlam olan arkadaşlarımın hepsi yavaş yavaş yurtdışına gitmeye başlamıştı. biraz da okuduğumuz bölümden ötürü en büyük hayallaerimden biri yurtdışıydı elbet. ne okuyorsun dediğinizi duyar gibiyim. uluslararası ilişkiler. daha bölümümün isminde bile diğer uluslar var. neyse işte nasıl gideceğimi düşünmeye başlamıştım. tabii bu düşünme aşaması bir senemi aldı yaklaşık. sonra birgün facebookta gezinirken bi arkadaşımın paylaştığı bir şey dikkatimi çekti. ''GENÇLİK OTOBÜSÜ BAŞVURULARI BAŞLADI''  ne bu acaba dedim kendi kendime ve araştırmaya başladım. zaten meraklı bi tipim sitesini buldum başladım okumaya. 5. si düzenlenecekmiş. allah allah dedim nasıl duymam ben.. aslında çok da fazla umudum olmadan başvuru yaptım. şanslı olduğum söylenemez bu yüzden umudum yoktu. bi süre sonra internet üzerinden yaptığımız başvurular açıklandı.


 Tam 43.000 başvuru olmuş ve 6000 kişi ilk elemeyi geçebilmiş. ben o şanslı 6000 kişi arasındaydım. sonra umutlanmaya başladım işte. neden olmasın dedim. belki bu kez şans bana da güler dedim. ve istanbul'daki toplantıya katılmaya hak kazanmıştım.. tam 6000 kişilik bir toplantı. ve o toplantının ne kadar verimli geçtiğini anlatamam. o gün o toplantıdan çıktıktan sonra dedim ki '' ben kalan elemeleri geçemesem bile bu kadar mükemmel insanı bir arada görmek bile bana yeter. o gün iki dakikalık bir video çekmemiz gerektiğini öğrendim. hangi branştan katılacaksak onunla alakalı olacaktı ( müzik , sosyal medya, resim fotoğraf, yurtdışı birimi, organizasyon ekibi, sponsorluk birimi vs..) ben organizasyon ekibinden katılmak istedim. çünkü öncesinde birkaç tane organizasyon düzenlediğim olmuştu e bir de liderlik ruhu da var, aslan burcuyum , güvendim kendime ve çektim iki dakikalık videomu. voleybolcuyum, tam turnuvadayız tekirdağ'da dedim bi değişiklik olsun maça çıkmadan hemen önce tutuşturdum telefonu arkadaşımın eline dedim çek videomu. çekti yolladım.. ve o sürede aileme hep dedim ki kendime güveniyorum video elemesini geçersem eğer üçüncü elemeyi de geçip gideceğim ben bu otobüsle. ve öğrendim ki geçmişim o şanslı 600 kişi arasına da girmişim ve Ankara toplantısına çağırılıyrum. attım sırtıma küçük çantamı bastım gittim Ankara'ya. tanışma toplantısına benzer bir toplantı oldu. çünkü artık hepimiz bu ekibin bir parçasıydık. hepimiz bir aileydik.. ardından bu rüya projenin sahibinden bir mail aldım. bak ailemin üyesi bir organizasyon düzenleyeceksin ve gençlik otobüsü ve genç kartı tanıtacaksın demişti bana.. seve seve dedim maksut hocam seve seve.. mecburi olmadı yani zaten yapmaktan keyif duyacağım bir organizasyonu düzenledim okulumda. teslim tarihine gün alabildim ancak okuldan. ve hemen o akşam bir bilgisayar bulup attım gereken dosyaları.. heyecanlı bekleyiş başlamıştı artık. acaba kazanmış mıydım?  üçüncü yani son elemenin açıklandığı gün gece saat 01.37 'de telefonum çaldı hiç unutmuyorum çünkü krkmuştum o saatte beni hiç aramayan  bi arkadaşım arayınca. açtım hemen efendim Ömer ne oldu dedim.. müjdemi isterim dedi bana, ne müjdesi dedim, ben bilgisayarım olmadığı için bakamamıştım, bilmiyordum açıklandığını. gençlik otobüsüne kabul edilmişsin dedi bana. o an ki heyecanımı ömrüm boyunca unutamam. asla unutamam hemde. ağlamıştım mutluluktan.. hemen aileme haber verdim. hepsi benimle aynı heyecanı yaşamıştı çünkü bu fırsatı bana ne memur olan babam ne de annem sağlayamazdı. çok sevindiler. ben onların sevindiğini görünce daha da mutlu oldum ve o gün facebookta gençlik otobüsüyle beni tanıştıran arkadaşıma bir kez daha teşekkür ettim içimden.. ve MCD biz gençlere bu fırsatı verdiğin için sonsuz minnettarım hocam.. iyi ki bu ailenin parçasıyım, iyi ki..

Rüya Öndeş

13 Temmuz 2014 Pazar

Gençlik Otobüsü - Gırnatacının Rüyası

  Hiçbir yerde reklamını görmediğim,adını duymadığım bir projeydi "Gençlik Otobüsü".İstanbul'da bütün metrolarda reklamı varmış ama dikkatsizlik herhalde hiç görmedim. Gezgin ve meraklı kuzenim tabi görmüş,başvurmuş.Bana da başvurmamı söyledi.O kadar meraksızım ki proje nedir,amacı ne diye bile sormadım.Aradan günler geçti tabi..Kuzenim bilgisayarda Gençlik Otobüsü'nün videolarını izliyordu.Merak ettim,baktım.Efenim Madridler,Romalar,Parisler...Yok yok :) İster istemez bir merak uyandı tabi.Projeyi anlattı bana dinledim.Sonra internetten kendim araştırdım."Bizi alırlar mı bee,Kesin torpil vardır zaten,yok yok mümkün değil kazanamayız kim bilir kaç kişi başvurdu" diye cümleleri sıraladığımı hatırlıyorum. Ümitsiz bir şekilde "kazanamayız ama olsun yine de başvuralım" deyip başvurumu yaptım.Tabi yine öyle boş değil.Kağıt kalem elimde ne yazacağımı uzun süre tasarladım.O kadar açık olan soruları kaç kere okumuştum kim bilir,aman yanlış bir şey yazmayayım diye :)  Bu arada facebook ve twitter'da sayfayı paylaşma zorunluluğumuz vardı.Kimse görmesin diye geceleri paylaşıyordum hep bunu itiraf ediyorum :) 
   Konservatuvardan çok yakın arkadaşım görmüş paylaşımımı.Hemen aradı sordu,anlatınca o da başvurdu.Dedim aman kimseye yayıp rakibimizi çoğaltma...Geceleri güzel güzel GO sayfasını paylaştık.Kimsecikler de görmedi...Sonra tabi bir şekilde duyuldu falan okuldaki arkadaşlarıma söyledim,fakat herkes projeyi imkansız bulup başvurmadılar.Ne iyi yapmışlar :)

   Neyse ki ilk elemeyi ikimiz de geçmiştik.Bu arada yurt dışında o kadar projeye katılan ve bir çok sosyal sorumluluk projesinde yer alan kuzenimin ilk elemeyi geçememesi beni şaşırtmıştı.Bu projede ya torpil vardı(Ki öyle olsa biz de geçemezdik) ya da katılacaklarda farklı bir özellik aranıyordu.Tabi kafamızdaki bu soru işaretlerine cevap bulamadık.

   İstanbul toplantısına arkadaşımla beraber gittik. Uzun bir kuyruk vardı."Kardeşim burada kaç bin adam var bize düşer mi bu proje" gibi cümleleri o sırada beklerken de oldukça tekrarladık.

 Sıra video çekimine gelmişti..Oturup günlerce videoda neler söyleyeceğimi düşündüm.Yazdım,çizdim video metinleri oluşturdum.Tabi ki bir Türk olarak videoyu çekme ve siteye yükleme işini son güne bırakmıştım.Fakat videoyu bir türlü çekemiyorduk.Sürekli ne söyleyeceğimi karıştırıyordum ya da çeken arkadaşım gülüyordu.Saat 5 gibi çekim işlemlerini yapıyorduk.Ve akşam 7de Yalova'ya biletim vardı.Çekim yaptığım telefonumun şarjı da %10'du. Aksilikler,aksilikler...Yarım saat içinde videoyu çekip bitirmem gerekiyordu.Allah yardım etti sanırım telefonumun şarjı artık bitmek üzereyken hiç takılmadan tek çekimde videoyu çekmeyi başardım.Yükleme işlemini de Yalova'da tamamladım.

  Video elemesini de geçmeyi başarmıştım.Artık ümitlerim oldukça çoğaldı.Kazanacağıma inanmaya başlamıştım.Gerçekten imkansız gibi gözüken bu projede son aşamaya geleceğimi tahmin etmemiştim. Ankara'daki toplantı için bir hayal uğruna yola çıktım. İstanbul'a dönüşte bundan sonraki süreçte neler yapacağıma dair kafamda bir sürü soru vardı.Beste yapmam gerektiğini söylemişlerdi.Bütün yol boyunca "Ya kardeşim her müzisyen beste yapamaz ki...Kimileri iyi çalar,kimileri iyi besteler..Bunların hepsi farklı yetenek ister" diye söylenip beste istenmesine kızıyordum.

  Elimize geçen jingle ve kendimce bestelemeye çalıştığım eserleri çaldım.Tabi akıllanmaz  bir Türk olarak bestelerimi yollama işini de son güne bıraktım.(Bu son dakika işlerini Avrupa'da yapmayacağım Maksut hocam :) ) Bu arada faceboktaki müzik birimi sayfasındaki profilleri de bir güzel inceledim :) "Bu konservatuvarlıymış...ciddi rakip...bu zaten gitar çalıyormuş,gitarcı çok zaten elenir..." düşünceleriyle şansımın ne kadar olduğunu ölçüyordum.

 Ve sonunda sonuçlar açıklanmıştı.Kendimi Asil listede gördüğümdeki mutluluğu anlatamam.Bu arada o kadar elemeden geçtik ki hala kendi kendime daha psikolojik mülakat var mı acaba diye soruyordum.Kazandığına inanamıyor insan.Çünkü gerçekten bu projeyi en başta imkansız görüyordum.

 Kendi biriktirdiğim paramla klarnetimi aldığım günü hatırlıyorum.Eve gelip üflediğimde ses çıkmıyordu.Eğitim yok,bir şey yok.İlk defa elime böyle bir enstrüman almıştım.Babam "paranı çöpe attın" demişti.Hiç unutmam o cümleyi. Lise sondaydım.Anadolu lisesi ya tabi herkes harıl harıl ders çalışıyor.Hedefler tıp,hukuk,mühendislikler...Sefa da konservatuvar okuyacağım diyor."Hee çalgıcı olacaksın yani"...Bir şekilde konservatuvarı da kazandım.Kaç yıllık okulun tarihinde konservatuvar kazanan ilk öğrenci olmuşum haberim yok.

Gençlik Otobüsü

(Kendimi en son Gençlik Otobüsünün bestelerini kayıt alırken buldum :) )

  Neyse lafın kısası her şey hayal etmekle başlıyor sanırım.Nereden nereye...Bir zamanlar çalan müzisyenleri imrenerek izlerdim.Şimdi müziğim sayesinde Avrupa'nın birçok ülkesini gezme fırsatını yakaladım.Daha yolun başında bu "müzisyen adayı"na bu fırsatı sunan Gençlik Otobüsü'ne ne kadar çok teşekkür etsem azdır.
  Kendimi kanıtlama fırsatını sunduğun ve müziğimle çıktığım bu yolda,hayallerimi nasıl gerçeğe dönüştürebileceğimi gösterdiğin için teşekkürler Rüya Proje...

Sefa Yaşar




12 Temmuz 2014 Cumartesi

Gençlik Otobüsü - Gazetelerde

   Gençlik Otobüsü her yerde derken sadece 15 ülke 28 şehirden bahsetmiyorduk elbet. Sosyal medyada da yankı uyandıran Gençlik Otobüsü, mükemmel projesiyle birçok gazetede yerini aldı. Gazeteler özellikle MCD Gençlik Kulübü Başkanı Maksut Coşkun Dokunulmaz'ın "Bu yıl sanatsal çalışmalara ağırlık vereceğiz. 28 şehirde çizilmiş dünyanın en kapsamlı yağlı boya tablosunu yapacağız. Şehirlerin simgeleşmiş yapıtları tek bir tabloda buluşacak. 28 şehirde çekilen bir klip ve sinema filmi hazırlayacağız." sözüne ağırlık verdi. Gençlik Otobüsü'nün bu sene 43 bin gibi büyük bir başvuru sayısını aldığını belirten gazeteler 45 genç 42 gün 28 kent yazılarıyla başlıkları doldurdu. Maksut Coşkun Dokunulmaz gazetelere verdiği açıklamalarda sponsorların çok önemli olduğunu, onların desteğiyle katlanıp büyüyebileceklerini belirtti.

   Evet, şimdi Gençlik Otobüsü 5 geri sayımda. Sen de bu ailenin bir üyesi olmak istiyorsan Genç Kartını al, başvurunu yap, hayaline doğru ilk adımını at :))

   Gençlik Otobüsü hangi gazetelerde nasıl yer almış, buyrun o zaman! :)


Gençlik Otobüsü
 Gençlik Otobüsü

Gençlik Otobüsü
 Gençlik Otobüsü
Gençlik Otobüsü
 Gençlik Otobüsü
Gençlik Otobüsü

Gençlik Otobüsü


Gençlik Otobüsü - 1 Yeni Genç Kart Fırsatı

Gençlik Otobüsü


Genç Kartlılar indirime doymuyor!

Hemen bir Genç Kart sahibi ol Gençlik Fırsatlarından sen de yararlan!

Düşlere Bir Adım Kala; Kehanet ile ilgili ayrıntılı bilgiye ; facebook adresinden ve blog adresinden ulaşabilirsin.

Hemen bir Genç Kart sahibi olmak için, http://www.genclikotobusugenckart.com/ adresine tıkla!


11 Temmuz 2014 Cuma

Gençlik Otobüsü - Şimdi Yola Çıkma Zamanı


Gençlik Otobüsü

   Hayat anlardan ibarettir; evet tam olarak bu sürecin başlangıcı bu sözü destekler nitelikte başladı benim Gençlik Otobüsü’ne varan maceramın.

   Hayatınızda bazı dönemler olur, kıskaca girmiş halde bir döngünün etrafında volta atarken bulursunuz kendizi. Eksik olan veya ters giden bir şeyler vardır hayatınızda ama ne olduğunu tanımlamakta zorlanırsınız. Kimbilir belki oturup saçma sapan bulduğunuz amerikan filmlerindeki gibi bir işaret beklerseniz bazen; her şeyi anlamlı kılacak bir işaret.

   Aslında tuhaf da değil bu durum, insan biraz da başına gelince idrak ediyor. Belki siz bu yazıyı okurken abartı bulacak ya da gerçeklerin bu kadar  romantik olamayacağını iddia edeceksiniz ama gerçekten “Gençlik Otobüsü”, “Avrupa Gezisi”, “Proje” sözcüklerinin birleşiminden oluşan bir algının zihnimde belirmesi ve beni başvuru formuna götürmesiye başladı her şey ve beklediğim işaretin de bu olduğuna inandım o andan itibaren.

   Gençlik Otobüsü 5, bir gençlik hareketi olarak ortaya çıkan, avrupada 15 ülke 28 şehri kapsayan bir geziyle türk kültürünü tanıtmaya, kültürel birleşimin sağlanmasına yönelik kolektif bir çalışma yapmayı öngören bir projenin beşincisiydi. Belki bir gün tüm dünyayı gezme şansı elde edebilirdiniz ancak bir proje kapsamında, kolektif bir çalışma yapabilmeniz ve onlarca yeni insan tanımanıza imkan verecek bir deneyim elde etmeniz çok ender karşınıza çıkabilecek bir şans olurdu. Beni bu projede en heyecanlandıran kısım da özellikle projenin bu vizyonu oldu. Şehir planlama eğitimim boyunca avrupanın tarihsel süreçlerini teorik olarak inceleyebilmiştim ancak bizzat o mekanda bulunarak, hissederek bu birikimi pekiştirme şansı da henüz elde edememiştim. Şimdi bu deneyimi elde etmenin tam zamanıydı. İlk başvuru formunu açıp, soruları okuduğumda anladım ilk bunu. Kısa ama anlamlı sorular vardı karşımda. Düşünün ki ilk adımınızı sadece sözcükler belirleyecekti ve dolayısıyla da sizin kendinizi bu sözcüklerle ne kadar iyi ifade edebildiğiniz. Bu sebepledir ki birkaç gün döndüm durdum soruların etrafında. Evet inancım ve isteğim zirvedeydi bu proje için ama hani insanı düşündüren o soru vardır yüklemi birden fazla olan “Ya”?. Elimden geldğince kendimi iyi ifade etmeye çalışıp, son hamleyi yaptım ve “ başvurunuz tamamlanmıştır” ile başlayan sancılı, heyeacanlı, daha başında oluşmaya başlayan hayallerinizle dolu bir süreç.

   Ve 2013 Aralık ayında yapılan başvuruların cevabı yeni bir yılda, 2014 senesi Şubat ayında açıklanarak, bu projeyi hayatıma yön vermek için bir işaret olarak algılamamın ne kadar doğru olduğunu, aldığım olumlu sonuçla anlamış oldum bir kez daha. İlk adımı geçmiş ve 43.000 küsur kişinin arasından 6000’e kalmıştım. Evet bakıldığında sayılar kulağa çok korkutucu geliyor ilkin ama o anda aldığınız olumlu sonuç ile o güne kadar yapmış olduğunuz uğraşıların ve birikimlerin ve en önemlisi isteğinizin meyvesini almanın ilk tatminini yaşamış oluyorsunuz ve bu nedenledir ki önünüzde 6000 kişinin olduğunu bilmek size hiç de yıldırıcı gelmiyor o noktadan sonra.
Şmdi sıra ArenaMega’da Genç Liderler Buluşması’na gitmekteydi. Bu büyük buluşmaın yeri biz plancıların İstanbul’un çeperleri şeklinde ifade ettiğimiz, buraya ulaşmak için bir İstanbul insanı olarak bile hayli zorlandığımız bir yerdeydi ancak Türkiye’nin birçok yerinden sadece bu toplantı için gelen yüzlerce kişi için hiç de zor değildi çünkü zaten birçoğu sadece bu toplantya katılabilmek için  günübirlik gelmeyi göze almıştı.

   Başvuruyu çok sevdiğim TRT Gençlik Korosu’ndan bir arkadaşımla yapmış ve beraber gtimiştik. Orda olmamız gereken saatin, sabahın 10.00 unda ve İstanbul’un merkezinden hayli uzak bir yerinde olduğunu da hesap edecek olursanız ve de biraz İstanbul’da zaman geçirmişliğiniz varsa, evden oldukça erken bir saatte çıkmamız gerektiğini de kolayca tahmin edebilirsiniz. Buaraya kadar ilginç bir durum yok aslında çünkü en ilginç sahnelerden biri, büyük buluşmanın gerçekleşeceği yere vardığımızda karşılaştığımız ucunu göremediğimiz kuyruk oldu. İnsan realitede 6000 sayısının ne ifade ettiğini bilse de asıl bu sayının anlamını  mekana girmek için o ucunu göremediği sıraya girince anlıyor ve “bu kadar insanın arasından ben mi yani” sorusu kabaca ifadeyle zırt diye karşınıza çıkıveriyor. Ama geride bıraktığınız 37.000den fazla insanı düşünüp azimle daha kahvaltı bile etmemiş halde ve soğukta o inançla bekliyorsunuz. Nitekim toplantı alanına girdiğinizde oldukça büyük bir kongre salonunu dolduran, aynı inançla gelmiş 6000 kişinin heyacanını ve güzel enerjisini nüfuz ettiğinizde karnınızda kanat çırpan kelebekleri çok güzel hissediyor ve yorgunluğunuzu, açlığınızı bir kenara bırakıveriyorsunuz.

Genç Liderler Buluşması,  iş dünyasının birçok önde gelen isminin söyleşilerinden oluşuyordu. Bu önemli isimler; kendi sektörlerindeki süreci ve başarılarının ardındaki tecrübelerini bu binlerce gençle paylaşarak aslında bu proje için en önemli adımlardan birini  atmış oluyorlardı. Yani genç liderler toplantısı bir çok yaştan, farklı kültürden, meslekten gencin kendi vizyonlarını oluşturmasında, oldukça önemli bir bir adım olmuştu ve aslında daha otobüs kalkmadan oradaki her bir genin  hayatına  ayrı ayrı  dokunabilmeyi de başarmıştı.

   Bu büyük toplantı sonunda bizden, önümüzdeki eleme için  neden ve hangi görevle  o projede yer almak istediğimzi anlatan 2 dklık bir video istendi. Görev tanımları yapılmış, bize ise kendimize uygun olan alanı seçip kamera karşısında geçerek bunu anlatmamız kalmıştı. İnsan kafasında bazı şeyleri netleştrise de kamera karşısında bunu düzgün bir şekilde dile getirmenin ne kadar zor olduğunu bu videoyu çekme sürecinde anlıyor aslında.

   Önce fotoğraf çekimiyle uzun zamandan beri ilgilenen bir arkadaşımı arayarak tripot  ve iyi çeken bir kamera arayışına  girdim. Sonrası biraz sancılı ama bir o kadar da eğlenceli kısmı oldu benim için çünkü çok fazla şeyi az ve öz olarak ifade etmem gerekiyordu. Günlerce yazdım çizdim, onlarca kez kamera karşısına geçip tekrar ve tekrar baştan çektim istediğim gibi olana kadar. Son olarak montaj kısmı kalmıştı ve son eklemelerle beraber artık hazırdı video.

   Yine yeni bir bekleyiş beni bekliyordu son 600’e kalabilmek için. Sonuçların açıklanmasına kısa bir süre kala Ankara’ya kardeşim gibi  gördüğüm arkadaşlarımı görmek için gitmiştim. Sonuçların açıklandığını öğrendiğimde hangi ara bilisayarımı açtım, internet sayfasına girdim gerçekten o kısa zarfını hatırlamıyorum. Sanki o aradaki süre zihnimden silinmiş gibi sadece sonuçların açıklandığını öğrendiğim ve elemeden geçtiğimi öğrendiğim an kalmıştı. Olmuştu, son 600’e kalmış, açıklanan tarihte Ankara’daki toplantıya gidecek ve son adıma biraz da yaklaşacaktım.

   Ankara toplantısı da yaklaşık iki hafta sonraydı ve önceki elemeler mülakat şekinde gerçekleştiği için bu toplantının da bu şekilde gerçekleşeceği yönünde beklentiye girenlerden biri olmuştum. Nitekim görüşme değil toplantı bekliyordu bizi önce Anıtkabir’deki buluşmayla başlayacak olan. Haliyle iki hafta sonra yine bir Ankara otobüsündeydim. Kafamda bir çok düşünce uçuşuyordu, yeni bir heyecanın yeni beliki de son basamağı için yollardaydım.

   Anıtkabir’in önüne gittiğimde o uzun kalabalığın içindeki kimin bu ekipten olduğunu anlamak çok zor olmadı diyebilirim. İnsanların üzerindeki tatlı heyecan mimiklere, konuşmalara ve bakışlara yansıyordu. Gençlik Otobüsü için mi geldin sorusundan önce garip bir sinerjiyle karşınızdaninin ne demek istediğini anlıyor, kapıdan itibaren birleşerek Aslanlı Yol’a doğru ilerliyorduk. Vardığımızda toplu fotoğraf çekimi için neredeyse herkes toplanmıştı. Sırada birbirini tanımayan onlarca insanın tebessümmünü kayıtlara geçirecek olan fotoğraftaydı.

   Benim ikinci kez gidişimdi Anıtkabir’e. İlk gidişimin ilkokulda olduğunu söyleyecek olursam aynı mekanı yirmibeş yaşın algısıyla gezmenin oldukça farklı olduğunu da tahmin edebilirsiniz.
Anıtkabir ziyaretinde sonra sıra  toplantı alanına gitmekti. İstanbul toplantısındaki gibi Ankara’da yaşayan arkadaşlarımızın yönlendirmesiyle metro, otobüs, taksi kullanarak az biraz da yürüyerek mekana gelebilmiş hatta bu kısa zaman zarfında çoğumuz birbiriyle tanışmaya başlamıştı bile. Bu kez yuvarlak masalardan oluşan insanların daha rahat kaynaşmasına ve sohbet etmesine imkan sağlayan bir toplantı salonunda bulduk kendimizi. Şanslıydık çünkü MCD Gençlik Kulübü’nün bir parçasıydık artık. Sıradaki adımın nasıl olacağını merak etsek de bu noktaya kadar gelebilmenin sevincini herkesin yüzünden okuyabiliyordunuz. Nitekim diğer taraftan herkes o otobüste olabilmek, yurt dışında proje yapabilecek o elli kişiden biri olabilmek için sabırsızlanıyor ve bu sürecin nasıl olacağı sorusu da akılları meşgul ediyordu.
Maksut Hocamız bu süreci, seçtğimiz görevlere bağlı olarak bizim belirleyeceğimizi ifade eden bir konuşma yaptı sonrasında. Eğer bu projede yer almak istiyorsak o görevi ne kadar iyi yerine getirebileceğimizi göstermemiz, mücadele etmemiz, çabalamamız gerkiyordu. Çünkü bu projeyi var eden ve edecek olan bizdik, üretmenin, çabalamanın ve inancın ve aslında sabrın en çok olması gereken noktaya gelmiştik. Ümitler biraz ümitsizliğe, heyecan belirsizliğe karışmıştı o salonda ve tabiki ardı arkası kesilmeyen sorular sorular…

   Benim en çok şey öğrendiğim bu adım oldu aslında. Evet sonucu olumlu olmayabilirdi belki ozaman  bu kadar romantik yaklaşamayabilirdim ancak aksini idda edemeyeceğim şey yine de o sürecin bana neler öğrettiği olurdu. Bir görev alanı seçmiştim ancak şimdi sıra teorik olarak bunu nasıl ifade edeceğim değil seçtiğim bir yöntemle ortaya somut bir ürün koymam gerektiğiydi. Düşünmek, hayal etmek her güzel şeyin en önemli başlangıcıdır ancak unutulmaması gereken bundan da önemlisi teoriyle birlikte, pratikite üretken insanlar olabilmek ve size hazır olarak kullanım klavuzu verilmemiş bir işi, tüm bilgi ve becerilerinizle birleştirerek somut olarak ortaya koyabilmek adına sarfettiğiniz çabaydı.

   Evet ben projeye kabul edilenlenlerden biri oldum. Samimiyetle söyleyebilirim ki öğrenmeye ve paylaşmaya olan açlığım da en büyük destekçim oldu bu süreçte. Özellikle son adımda ortaya koymak istediğim şey en başından beri az çok kafamda canlandırdığım, hatta çok önceden beri bir gün yapmayı istediğim bir şeydi. Mesleğini gerçekten çok seven bir insan olarak, bir plancı olarak ileriye yönelik gerçekleştirebilmeyi dilediğim bir şeyin belki böyle bir proje ile karşıma çıkabileceğini tahmin edemezdim ama haya, size bir şekilde, zamanı geldiğinde bir ışık yakıyor ve size de o ışığa bakmak değil görüp o ışığı yakalayabilmek düşüyor. Yazımın başında da bahsettiğim gibi bir yerlede okuduğunuz, izlediğiniz bu hikayeler sizin için hep sofistike kalsa da, bir gün başınıza bir kez geldiğinde o şey; asıl meselenin bulunduğunuz noktayı değiştirerek bakmak gerektiğinde olduğunu anlayıveriyorsunuz.
Hayat anlardan ibarettir, bakmak değil daha çok görebilmeyi bilmek ümidiyle.
Haydi yola çıkma zamanı…

   Bu proje için bana bu uzun yazıyı üşenmeden yazmama vesile olan Maksut Hocam’a MCD Gençlik Kulübü’ne sonsuz teşekkürler.