29 Nisan 2022 Cuma

HOLLANDA / AMSTERDAM SEYAHAT REHBERİ

 HOLLANDA / AMSTERDAM SEYAHAT REHBERİ 


HOLLANDA / AMSTERDAM KONUM BİLGİSİ


BAŞKENT HARİTASI 



TÜRKİYE - HOLLANDA YOL HARİTASI 


AMSTERDAM METRO HATLARI HARİTASI



GENEL BİLGİLER

Hollanda, Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi, Uluslararası Adalet Divanı, Uluslararası Ceza Mahkemesi, Avrupa Polis Teşkilatı (Euroopol) ve Kimyasal Silahları Yasaklama Örgütü (OPCW) gibi önemli uluslararası kuruluşlara ev sahipliği yapıyor. Batı Avrupa ülkesi Hollanda'nın Avrupa’daki toprakları dışında Karayipler'de 3 adası bulunuyor.
Başkent: Amsterdam 
Nüfus: 16,9 milyon
Etnik yapı: Yüzde 78,3 Hollandalı, Yüzde 9,5 Batılı, yüzde 2,5 Türk, yüzde 2,2 Faslı, yüzde 2 Surinamlı, yüzde 1 Hollanda Antilleri ve Arubalı, yüzde 4,5 diğer 
Yüzölçümü: 41 bin kilometrekare 
Dil: Flamanca (Hollandaca) 
Din: Yüzde 39,2 Hristiyan, yüzde 4,9 Müslüman, yüzde 0,6 Hindu, yüzde 0,4 Budist, yüzde 0,1 Musevi, yüzde 4,6 diğer ya da bilinmiyor, yüzde 50,2 inançsız 
Para Birimi: Avro

Hollanda, kuzey ve batıda Kuzey Denizi, güneyde Belçika, doğuda Almanya ile çevrili. 
Hollanda’nın Rotterdam limanı, yıllarca Avrupa’nın en büyük limanı olarak Avrupa ticaretinin en önemli noktalarından biri oldu. 
Özellikle peynirleri, yel değirmenleri, bisikletleri, laleleri ile bilinen Hollanda'nın topraklarının büyük bölümü deniz seviyesinin altında yer alıyor. 
Hollanda nüfusunun 2060 yılında yüzde 7, farklı etnik yapılardan oluşan 3,6 milyonluk nüfusun yüzde 55 oranında artması bekleniyor. Hollanda'ya 2016 yılında 20 bin 900 kişi iltica başvurusunda bulundu. 
AB üyesi ülkenin başkenti Amsterdam olmasına rağmen Temsilciler Meclisi ve bakanlık binaları Lahey’de bulunuyor.
Hollanda’nın 2016'da büyüme oranı yüzde 2,1'i buldu. İhracatı 514 milyar, ithalatı 454 milyar avro seviyesinde olan ülkede enflasyon yüzde 1. Ülkedeki işsizlik oranı yüzde 5,4, kişi başına yıllık ortalama gelir 36 bin 5 avro seviyesinde.


  Yüzey Şekilleriyle ülke alçak bir ova görünümündedir. Topraklarının %25’ini denizden kazanmıştır. Bu yüzden bu ülkeye Hollandalılar alçak ülke anlamına gelen “Nedderland” adını vermişlerdir. Ülkenin orta kesiminden güney kıyılarına kadar uzanan ve Polder adı verilen düzlükler denizden setlerle ayrılmış ve tarım alanlarına dönüştürülmüştür. Fırtına ve gel git zamanlarında taşan sular tulumbalar ve yel değirmenleri ile boşaltılmaktadır. En önemli akarsulan Schelde (Selde), Ren, Maaş ve Waal’dir. Akarsular kanallarla birbirine bağlanmış ve üzerlerinde ulaşım yapılabilmektedir.


İKLİM / HAVA DURUMU 

  İklimi Hollanda’da ılık ve yağışlı olan okyanusal iklim hakimdir. Ortalama sıcaklık Ocak’ta 2- 4 C, Temmuz’da 16-18 C ‘dir. Batı rüzgârları bütün mevsimlerin yağışlı geçmesini sağlarken Gulf-stream sıcak su akıntısı iklimin ılıman olmasını sağlar. Yıllık yağış miktarı 600-700 mm civarındadır. Nemin fazla olmasından dolayı sisli ve bulutlu gün sayısı fazladır, güneşli gün sayısı azdır. 
  Bitki Örtüsü: Ormanlık alanlar ülkenin onda birini kaplar. Ormanların tahrip edilmesi sebebiyle yağışlarla oluşan otlar ve sonradan yetiştirilen ağaçlar bitki örtüsünü oluşturur.


ULAŞIM / ÖNERİLEN ARAÇLAR 

   Hollanda tam bir bisiklet şehri, dünyanın en çok kişi başı bisiklet kullanılan 3 ülkesinden biri! Şehir içi ulaşımda bisiklet ön plana çıkarken, şehirler ve ülkeler arası ulaşımda tren, uçak ve otobüs yaygın olarak kullanılmaktadır. 
   Bisiklet Hollanda’ya gittiğinizde gözünüze ilk çarpan şey; yollarda bisiklet kullanan birçok insan olması olacaktır. Avrupa’nın Danimarka ile en çok bisiklet kullanılan ülkesi olan Hollanda’da iş-ev arası ulaşımda bisiklet yaygın olarak kullanılmaktadır.        Amsterdam’da 600.000’den fazla bisiklet bulunmaktadır. Şehirde bisiklet yollarının düzenli ve çok olması nedeniyle bisiklet ile ulaşım oldukça güvenlidir. Hollanda’da ulusal bisiklet politikası uygulanıyor ve ulaşımda bisiklet kullananlara toplu taşımada avantajlar sunuluyor. 
   Hollanda’da en yaygın hırsızlık türünün bisiklet hırsızlığı olması da kullanımın ne kadar yaygın olduğunu göstermektedir. Hollanda’nın ve demiryollarının merkezi sayılan Utrecht’te dünyanın en büyük bisiklet parkı yapılmıştır. Geçen yıl açılışı gerçekleştirilen park, 12 bin 500 bisiklet kapasitelidir. Her şehirde her noktada bisiklet parkları ve bisikletlerle ilgili dükkanlara rastlamanız mümkün. Bisikletlerin arabalardan daha çok hakkı olduğu bir ülkede güvenle bisiklet sürüş keyfine ulaşacaksınız. 
   Tren Hollanda çok büyük bir ülke değil ve Hollanda’yı trenle keşfedebilirsiniz. Trende yolcu yoğunluğunun olmadığı saatlerde trenle ulaşımı tercih ederseniz yüksek oranda indirimli seyahat edebilirsiniz. Trenle yolculuk etmek istiyorsanız garlarda bulunan makine veya bilet gişelerinden bilet temin edebilirsiniz. Brüksel, Londra, Paris, Hamburg ve Berlin tren ile bağlantısı bulunan popüler noktalardır. Nederlandse Spoorwegen sitesinden trenle ulaşım hakkında detaylı bilgi alabilirsiniz. 


  Öğrenciyseniz çok gezeceksiniz ve daha ucuz ulaşım alternatiflerini tercih etmek isteyeceksinizdir. Hem şehir içinde hem şehirler arasında hem de başka bir ülkeye geçerken otobüs kullanmak tren kullanımına göre daha uzun sürecektir ancak ulaşım için daha az para harcayacaksınız. Eurolines bu konuda sizin için rehber olacaktır. Avrupa’da 400 destinasyon hakkında ulaşım bilgilerine ulaşabileceğiniz sisteme http://www.eurolines.nl/ linkinden ulaşabilirsiniz. 
  Uçak Amsterdam Schiphol Uluslar Arası Havaalanı dünyanın en yoğun havaalanlarından biridir. Havaalanı; Amsterdam'ın hemen dışında, Amsterdam Merkez Tren İstasyonu yakınındadır. Hollanda’nın en büyük, Avrupa’nın ise 4. büyük havalimanı olan Schiphol'de çoğu zaman Avrupa'nın diğer destinasyonlarına düşük fiyatlı uçuşlar bulabilir ve diğer uluslararası rotalara da bağlantı yapabilirsiniz. Uçuş planları ve fiyatlarına http://www.schiphol.nl/ adresinden ulaşabilirsiniz.


GASTRONOMİ / YEMEK KÜLTÜRÜ 

  Hollanda mutfağı için bir gastronomi sefası diyebilmek isterdik ama Hollanda yemekleri pek de öyle insanın ayağını yerden kesmiyor. Elbet denemeye değer yerel lezzetler var, özellikle de Hollanda peynirine haksızlık etmek istemeyiz ama işin doğrusu mutfak olarak bir İtalya ya da Fransa gibi sadece yemek yenilmeye bile gidilen yerlerden olmaktan çok uzak (bizce). Lakin en meşhur yemekleri daha çok junk food tarzında; sosis, patates kızartması gibi gibi… Öte yandan bu abur cuburlar muzur ve keyifli tatil kaçamakları olabiliyor. Hollanda’nın meşhur birasının yanına patates kızartması nasıl da güzel gider şimdi… Ayrıca, abur cubur kotanız dolduğunda kendinizi atabileceğiniz harika dünya mutfakları var. Dünyanın en kozmopolit ülkelerinden biri olan Hollanda’da canınız Etiyopya yemeklerinden Tayland mutfağına ne denemek istiyorsa hepsini bulabilirsiniz. Belki yerel mutfağı ile çok iddialı olmasa da bulundurduğu envai çeşit yabancı mutfak açısından oldukça cazip bir yer.


GEZİLECEK YERLER / MİMARİ 

  Amsterdam gezi tavsiyesi; Amsterdam’da yapılacak şeylerden biri de UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan kanal ve tarihi evleri keşfedici bir gezi yapmak. Venedik’i bile geride bırakan su kanallarında tarihsel bir tekne turu yapabilir ve Amsterdam tatilinin tadını çıkartabilirsin. Gezi sırasında kullanılabilecek mobil uygulamalar; Amsterdam The Map app uygulamasını telefonunuza indirerek, 130’dan fazla turistik nokta hakkında temel bilgilere sahip olabilir ve kendinize gezilecek yerler listesi oluşturarak daha planlı bir hale dönüştürebilirsiniz. Uygulama içinden bilet satın alarak kolaylıkla giriş yapabilirsiniz. 


Saraylar - Amsterdam Kraliyet Sarayı ( Koninklijk Paleis)
Meydanlar - Dam Meydanı  ,  Leidseplein , Rembrantplein , 
Dini Yapılar – Begijnhof , Nieuwe Kerk (Yeni Kilise) , Saint Nicholas Bazilikas , Zuiderkerk , De Duif , De Krijtberg , Westerkerk


AMSTERDAM KANALLARI 


  Amsterdam tam anlamıyla bir kanallar şehri (kentin her yerinde kesişen 200’e yakın kanalı var) ve bu bakımdan biraz Venedik’i de andırıyor. Romantik ama aynı zamanda sade, kentin dokusuyla çok uyumlu olan kanallar dünyanın dört bir yanından Amsterdam’a gelen gezginlere şehirde unutulmaz bir tur vadediyor. 
  İsterseniz yürüyerek isterseniz tekne turu ile kanalları dolaşıp, her an Amsterdam şehrinin başka bir cazibeli yönü ile karşılaşabilir ve keyifli vakit geçirebilirsiniz. Kanal gezintisi yapmak Amsterdam’ı dolaşmanın en etkileyici yollarından biri! Ayrıca kanalların büyüleyici güzellikleri onları UNESCO Dünya Mirası listesine de sokmuş durumda. 
  Kanallar şehrin ticareti ve ulaşımı için de büyük değer taşıyor. Kanalları kadar sayısı 1200’ü aşan köprüleriyle de çok ünlü bir şehir Amsterdam. Şehir tüm bu güzellikleri ile adeta sizi detaylı keşfe çağırıyor.


DAM MEYDANI 


   Amsterdam’a gitmişken şehrin nabzını ölçebileceğiniz, hareketli ve popüler yerler arıyorsanız, Dam Meydanı tam da aradığınız özellikleri taşıyor. Amsterdam’da görebileceğiniz tek meydanın burası olmadığını belirteyim, ancak Dam Meydanı şehrin merkezi konumunda. 
   Meydanda ve çevresinde çok sayıda otel, restoran, kafe-bar, alışveriş merkezleri ve dükkanlar bulunuyor. Üstelik meydana her yer oldukça yakın; şehri dolaşmaya başlamadan önce buraya gelip birçok ulaşım aracıyla ya da yürüyerek turunuza başlayabilirsiniz. Turistik ve tarihi merkezlere yakınlığı da meydanın cazibesini artıran bir unsur. 
   Amsterdam Kraliyet Sarayı, De Bijonkorf Alışveriş Merkezi, Madame Tussauds (balmumu müzesi), 14. yüzyıldan kalma Nieuwe Kerk ve Hollanda tarihinde önemli bir yeri olan Ulusal Anıt da meydanda görebileceğiniz yapılar arasında öne çıkıyor.


RIJKSMUSEUM



   Amsterdam gezilecek yerler listesine eklediğim; şehirde onlarcasını bulabileceğiniz müzelerden biri Rijksmuseum! Onu diğer müzelerden ayıran ne diye sorarsanız ilk olarak Rijksmuseum’un Amsterdam’daki en büyük müze olduğunu söyleyebilirim.  
   Rijksmuseum gezi planınıza dahil etmenizi tavsiye ederim zira eşsiz ve etkileyici bir koleksiyon ile ziyaretçilerini karşılıyor. Sadece Amsterdam’ın değil Hollanda’nın en ünlü müzesi burası.  
   Müzenin farklı bölümleri bulunuyor; modern sanat kısmında 20.yy eserleri sergilenirken, Altın Çağ kısmında ise Flemenk ustaları Jan Steen, Rembrandt, Frans Hals gibi isimlerin yapıtlarını görebiliyorsunuz. Aynı zamanda 18 ve 19.yy’a ait eserler için de müzede ayrı bir kat mevcut.

 VAN GOGH MUSEUM


   Amsterdam’da gezilecek yerler konusunda, hazır Rijksmuseum’dan bahsetmişken hem şehrin hem de dünyanın en cazibeli müzeleri arasında gösterilen Van Gogh Museum hakkında da bilgi vermek istiyorum. Zira yerli yabancı ayrımı olmadan müze çok yoğun bir ziyaretçi akınına uğruyor. 
   Rijksmuseum’a gelirseniz aynı gün programınıza Van Gogh Müzesi’ni de ekleyebilirsiniz. Birbirlerine oldukça yakın mesafedeler; ikisi de Müze Meydanı’nda bulunuyor. Müzede dünyaca ünlü ressam Van Gogh’un eserleri sergileniyor ve aynı zamanda bu büyük sanatçının hayatı, çalışma teknikleri hakkında önemli bilgiler de aktarılıyor. 
   Dünya üzerinde en büyük Van Gogh eser koleksiyonunun (500’den fazla çizim ve 200’ü aşkın tablo) yer aldığı müzede sanatçı tarafından yapılan oto portrelere hayran kalacaksınız! 


VONDELPARK



   Amsterdam gezilecek yerler ile ilgili hazırladığım listede şehrin ve ülkenin en büyük, ünlü parkına da yer vermek istedim. Vondelpark cennet gibi bir yer. Amsterdam’da doğayla buluşma vakti dediğinizde burası harika bir seçim olacak. 
   Yerli halk ve turistlerin vazgeçemediği yerlerden biri Vondelpark. Huzur dolu ama bir o kadar da aktivite imkanı sunuyor. Bisiklete binmek, paten kaymak yürüyüş yapmak, fotoğraf çekmek (Parkın fotoğraf çekimleri için de bolca malzemesi var), kitap okumak, çimlere uzanmak bunlardan yalnızca birkaçı. Ayrıca sıklıkla ücretsiz konser de veriliyor. 
   Her bir alan ayrı güzel her bir köşesinde farklı bir büyüleyicilik var. Park halka açık ve 47 hektarlık bir alan üzerine inşa edilmiş.

ÖNEMLİ GÜNLER / FESTİVALLER / BAYRAMLAR / GECE HAYATI 

   Yılbaşı Günü Yılbaşı kutlamaları yeni yılı karşılamak amacıyla yapılır. 31 Aralık günü Hollandalılar, sevdiklerine (komşu, dost, aile, akraba) oliebol (üzümlü top tatlı) alırlar veya yapıp dağıtırlar. 31 Aralık–1 Ocak yılbaşı gecesinde saat 00.00’da gördüğünüz herkesin yeni yılını kutlamak âdettendir. Havai fişek atmak da bir gelenek haline gelmiştir. Carnaval Hristiyanların oruca başlamadan önceki 3 günlük bayramına verilen addır. Günümüzde değişik kıyafetler giyerek maskeler takarak festivaller ve konserlerle kutluyorlar. 

  Karnaval Paskalya’dan 7 hafta önce başlıyor. Goede Vrijdag (İyi Cuma) Paskalya bayramından önceki haftanın cuması olan Goede Vrijdag’da Hristiyanlar Hz. İsa’nın çarmıha gerilmiş olmasını anıyorlar. Peki böyle acı bir güne neden “İyi Cuma” adı verildi? Bunun sebebi, Hristiyanlarin Hz. İsa’nın o gün insanları günahlarından arındırmak için öldüğüne inanmalarıdır. 1e en 2e Paasdag (Pasen) Hristiyanların en önemli bayram günüdür. Hristiyanlara göre, Hz. İsa kabrine gömüldükten 3 gün sonra birkaç bayan mezarına gider ve mezarın açık ve boş olduğunu görürler. Bir melek gelir ve İsa’nın mezarından kalktığını, ölmenin artık bir son olmadığını, ebedi bir mutluluğa giden yol olduğu söyler. Paskalya yeni bir başlangıcın bayramıdır. İlkbaharda kutlanması da bu sebepten dolayıdır. 


   İlkbaharda tabiat da tekrar canlanıyor. İlkbaharın ilk dolunayının ilk pazarı paskalyanın birinci günüdür. Paskalya gününde ailece geniş bir kahvaltı yapmak adetlerdendir. Koningsdag Hollanda kralının doğum günüdür. 31 Ağustos 1885’ten bu yana Hollanda prenses/kraliçe/kral günleri kutlamaktadır. 
   Kral Willem Alexander tahtta kaldığı sürece her yıl 27 Nisan’da Kral Günü kutlanır. Hollanda turuncuya boyanır adeta. Birçok şehirde festivaller düzenlenir. Bu günün diğer bir özelliği de 2. el pazarlarının kurulması, insanların eski eşyalarını bugün satmasıdır. Hem ihtiyaçlarınızı Kral gününde uygun fiyata satın alabilir, hem de elinizde kullanmadığınız eşyaları satabilirsiniz. Dodenherdenking en Bevrijdingsdag Dodenherdenking (4 Mayıs) gününde 2. Dünya Savaşı’nda ölenler ile savaşta hayatını kaybedenler anılıyor. Her yıl 4 Mayıs saat 20.00’de 2 dakika saygı duruşuna durulur. Saat 20.00’den önce ise önemli noktalarda resmî törenler ile çelenkler konulur. 5 Mayıs’ta ise Hollanda’nın 1945’te özgürlüğüne kavuşmasını festivaller ve konserler ile kutlanır. 
   Hemelvaartsdag Hz. İsa’nın göğe yükselişin anıldığı gündür. Sevdiklerinden ayrılmak hiçbir zaman güzel bir an değildir. Hemelvaart sevdiklerinden ayrılıp tek başına devam etmeyi anlatan bir Hristiyan bayram günüdür. Hemelvaartsdağ Paskalya’dan 40 gün sonradır. Paskalyadan 40 gün sonra Hz. İsa arkadaşlarıyla Kudüs’e gider ve şehrin doğusunda bir dağa tırmanırlar. Hz. İsa arkadaşlarına dünyadaki görevinin bittiğini söyler ve göğe yükselip gözlerden kaybolur. Arkadaşlarını üzülmeyip Tanrı’nın mesajını dünyaya yaymaya devam etmeleri gerekmektedir. Öldükten sonra herkes cennete tekrar kavuşacaktır.   
   1e en 2e Pinksterdag (Pinksteren) Pinksteren ise Paskalya’dan 50 gün sonra kutlanır ve Hristiyan tarihinde Hz. İsa’nın kutsal ruhunun arkadaşları ve talebelerinin üzerine indiği gün olarak bilinir. Hz. İsa’nın Hemelvaart’a gidişiyle birlikte arkadaşları ve talebeleri geride kalınca ne yapacaklarını bilememişler. Birden büyük bir fırtına sesiyle Hz. İsa'nın arkadaşları ve talebelerinin kafalarının üzerinde ateşe benzer bir şey yanmaya başlamış. Bununla birlikte hepsi farklı farklı diller konuşmaya başlamışlar. Bunun üzerine Hz. İsa ‘in görevini, Tanrı’nın mesajını dünyanın dört bir yanına yayarak, devam ettirmeye karar vermişler.

Hollanda, kültürü ve tarihiyle ilginç bir ülke. Hollanda’yı ilgi çekici yapan bir kaç detaydan bahsedelim. 

  1)  Laleler Hollanda, dünya üzerindeki en büyük lale tedarikçisi. İlk lale soğanlarını Osmanlı İmparatorluğu’ndan alan Hollanda, bahar aylarında tam bir lale cennetine dönüşüyor. 

   2)  Yel Değirmenleri Hollanda’da tarımsal bölgelere gidersen seni yel değirmenleri karşılar. Ülkede yaklaşık 1180 tane yel değirmeni var. “Hollanda’da yel değirmenleri ne işe yarar?” diye merak ediyorsan söyleyelim, onlar Hollanda’nın su ve arazi drenajını sağlıyor. Hollanda arazilerinin yaklaşık dörtte biri su seviyesinin altında. Bu durum da yel değirmenlerini, yer altındaki suyun pompalanması için mükemmel araçlara dönüştürüyor. 
Yel değirmenleri, aynı zamanda göletlerin kurutularak tarım arazisine dönüştürülmesini de sağlıyor. 

   3)  Düz Arazi Hollanda, çoğunluğu deniz seviyesinde olan düz araziler üzerine kurulu bir ülke. Bu durum her ne kadar olası bir sel felaketinde sıkıntı çıkaracak gibi görünüyor olsa da Hollandalıların yıllar içinde geliştirdiği mükemmel set ve kanal sistemi, tüm ülkeyi koruyacak seviyede. 

   4)  Tahta Terlik Hollandalıların yerel simgelerinden biri tahta terlikler. Orta Çağ döneminde giyilen bu takunyalar, günümüzde Hollanda hediyelik eşya dünyasında en çok satılan ürünler. Hollandalılar bu takunyalara “klompen” diyor. 

  5)   Boy Uzunluğu Hollandalılar, boy ortalaması konusunda dünyanın en uzun milleti. Son yıllarda yapılan bir araştırmaya göre Hollandalı erkeklerin boy ortalaması 1.84 cm, kadınların ise 1.71 cm.




22 Nisan 2022 Cuma

ALMANYA / BERLİN SEYAHAT REHBERİ

 ALMANYA / BERLİN SEYAHAT REHBERİ 


ALMANYA / BERLİN KONUM BİLGİSİ 

TÜRKİYE - BERLİN YOL HARİTASI 


BERLİN METRO HATLARI 


GENEL BİLGİLER 


 Berlin
 
Nüfus: 82,2 milyon (2015) 
Etnik Yapı: Yüzde 91,5 Alman, yüzde 2,4 Türk, diğerleri (Polonyalı, İtalyan, Romen, Suriyeli ve Yunan) yüzde 6,1 
Para birimi: Avro 
Resmi dil: Almanca 
Din: Hristiyanlar yüzde 57.9, Müslümanlar yüzde 4.4, diğer dinlere inananlar yüzde 1.7, herhangi bir dine mensup olmayanlar yüzde 36.

Dünyanın 4. büyük ekonomisi Almanya’nın gayri safi yurt içi hasılası 2016 tahminlerine göre 3,4 trilyon dolar. Ülkede kişi başına gelir yaklaşık 48 bin dolar seviyesinde. 2016'da yüzde 1,8’lik büyüme performansı gösteren Almanya, uluslararası ticarette ABD ve Çin’den sonra en büyük paya sahip ülke konumunda.


  Almanya Orta Avrupa'da, Alpler'den Kuzey Avrupa Ovasına; oradan da Kuzey Denizi ve Baltık Denizi'ne ulaşan geniş bir ülkedir. Almanya, Rusya'nın Avrupa'da kalan parçasından sonra, Avrupa'nın en çok nüfusa sahip ülkesidir. Yükseklik olarak en yüksek noktası Alpler'deki Zugspitze (2962 m.) noktasıdır. 
  Ülkenin düşük rakımlı noktaları ise nehirler üzerindeki noktalardır. Neuendorf-Sachsenbande yakınlarındaki bir noktada yükseklik deniz seviyesinden 3.54 m.'ye kadar düşer. Almanya'nın merkezi konumu sayesinde, başka hiçbir kıta ülkesinde olmayan sayıda komşu sayısı vardır. Kuzeyinde Danimarka; doğusunda Polonya ve Çek Cumhuriyeti; güneyinde Avusturya ve İsviçre; ve batısında Fransa, Lüksemburg, Belçika ve Hollanda bulunur.

İKLİM / HAVA DURUMU 

  Almanya'nın geneli, nemli batı rüzgarlarının üstünlük kurduğu ılımlı bir iklime sahiptir. İklim; Gulf Stream'in etkisi altındaki Kuzey Atlantik Akıntıları tarafından etkilenmektedir. Bu ısıtıcı sular, Kuzey Denizi sınırlarındaki Jutland Yarımadası ve Ren Bölgesi dahil olmak üzere birçok bölgeyi etkilemektedir. Sonuç olarak kuzeybatı ve kuzey bölgelerinde iklim okyanusal iklimdir; yağış yaz boyunca maksimuma çıkmak üzere her dönem sürer. Kışları ılımlı ve yazları serindir, buna karşın sıcaklık çoğu zaman 30°C'yi (86°F) aşabilmektedir. 
Doğuda ise iklim daha karasaldır; kışlar çok soğuk, yazlar çok sıcak ve kuru olabilmektedir. 
Orta ve güney Almanya ise farklı olarak karasal ve okyanusal iklim arasında bir geçiş bölgesidir. Yine, en yüksek sıcaklık yazın 30°C'yi (86°F) aşabilmektedir.


ULAŞIM / ÖNERİLEN ARAÇLAR 

Tren

  Alman demiryolu hizmetlerine (Deutsche Bahn) bağlı trenler, Almanya'daki birçok şehri demiryolu aracılığıyla birbirine bağlar. Büyük şehirler arasında hareket eden ekspres trenler (ICE ve IC) ve daha yavaş olan ancak daha küçük kasabalarda da duran bölgesel trenler vardır. Birçok eyalette, sıklıkla, küçük şehirleri ve köyleri birbirine bağlayan başka bölgesel tren şirketleri de bulabilirsiniz. Mevcut tren tarifelerini bahn.de adresinde ve tren istasyonlarında yer alan panolardaki büyük sarı posterlerden görebilirsiniz. 
Biletleri Deutsche Bahn'ın web sitesinde, tren istasyonlarındaki satış tezgahlarından veya bilet makinelerinden alabilirsiniz. Erken rezervasyon yaptırırsanız, biletinizi daha düşük bir fiyata temin etme şansınız olabilir (Sparpreis). Her eyalete özel, grup biletleri (Gruppenticket), hafta sonu biletleri (Wochenendticket) ve bölgesel (Länderticket) tren biletleri de bulunmaktadır ve bu biletler genellikle diğerlerine göre daha az maliyetli olurlar. Düzenli olarak tren kullanan birisiyseniz, daha az ödeme yapmanız için BahnCard adı verilen bir seyahat kartı almanız faydalı olabilir. Altı yaşın altındaki çocuklar her zaman ücretsiz seyahat edebilirler.

 Şehirlerarası Otobüs (Fernbus)

  Çeşitli uzun mesafe otobüs şirketleri, tren ve uçağa göre ucuz birer alternatiftir. Almanya'nın en büyük şehirlerini birbirine bağlarlar. Otobüs garlarının çoğu "BusBahnhof" veya "Zentraler Omnibusbahnhof (ZOB)" olarak adlandırılırlar. Seyahat edeceğiniz firmanın web sayfasına girerek istediğiniz bileti kolaylıkla alabilirsiniz. Farklı otobüs şirketlerinin fiyat ve saatlerini karşılaştırmak için busradar.com veya  fernbusse.de sitelerini kullanabilirsiniz.

Araba Paylaşımı (Mitfahrgelegenheiten)

  Ucuz seyahat etmenin başka bir yolu da araba paylaşımıdır (Mitfahrgelegenheiten). Uygun bir fiyata, aynı yöne seyahate çıkan bir şoförle yolculuk yapabileceğiniz çeşitli web siteleri ve uygulamalar bulunmaktadır. Araba paylaşımı için BlaBlaCar sayfasına da göz atabilirsiniz. Ayrıca Facebook'ta sürücülerin belirli rotalar için araba paylaşımı yaptıkları birçok grup da bulabilirsiniz.

 Bisiklet

  Almanya, çiftliklerden kale otellerine kadar bir dizi bisiklet dostu konaklama imkânına sahiptir. Almanya'nın şehirlerini ve bölgelerini keşfedebileceğiniz birçok bisiklet rotası vardır. Bu rotaları gördükten sonra kesinlikle evde durmak istemeyeceksiniz! Ancak yolculuğunuzdan önce, güvenliğiniz için bisikletinizin uzun yola dayanıklı olup olmadığını kontrol etmeniz gerektiğini unutmayın. 


GASTRONOMİ (YEMEK KÜLTÜRÜ) 

   Alman mutfağı içerisinde tüketilen temel gıdaların başında et gelir. Başta domuz eti olmak üzere biftek ve kümes hayvanlarını oldukça fazla kullanmaktadırlar. Kümes hayvanları içerisinde en yaygın tüketileni ise tavuktur. Etler genellikle rosto, Schnitsel veya yahni şeklinde yenilir. Macarların etkisiyle Alman mutfağına geçen et yahnileri (Gulasch) denenmesi gereken tatlar arasındadır. Av etlerinden domuz, tavşan ve geyik yıl boyunca bulunabilen et türlerindendir. 
   Alman mutfağının vazgeçilmezleri arasında sosis (Wurst) çeşitlerini sayabiliriz. Almanya’da Bratwurst, Currywurst, Knackwurst, Bockwurst ve Weißwurst başta olmak üzere tam 1500 farklı tipte sosis yapılır. Balık, Alman tariflerinde diğer et çeşitleri kadar yaygın değildir. Alman mutfağında en çok tüketilen balık çeşidi Alabalıktır. Levrek, Sazan ve Ton balığı da tercih edilen çeşitler arasındadır. En popüler sebzeler patates, lahana, havuç, ıspanak, şalgam, bezelye ve fasülyedir. Sebzeleri genellikle et veya balık yemeklerinin yanında garnitür olarak tercih ederler. 
  Alman mutfağında en az et kadar önemli bir yere sahip olan patates, Almanlar tarafından bir sebze olarak görülmez. Alman mutfağına 18. yüzyılın sonlarında giren patates, mutfağın olmazsa olmazlarındandır. Patates en çok tuzlu suda kaynatılarak tüketilir. Kartoffelpüree (Patates püresi), PommesFritesyada kısa adıyla Pommes (Patates Kızartması), Kartoffelsalat (Patates salatası), Kartoffelknödel (Patatesli hamur topları), Kartoffelpuffer Reibekuchen (Patates mücveri) başta olmak üzere birçok farklı lezzetleri bulunmaktadır. 
   Alman Mutfağının vazgeçilmezleri arasında turta ve pasta çeşitlerini saymazsak olmaz. En fazla tercih edilen türleri taze meyvelerle yapılanlarıdır. Genellikle elma erik, vişne ve çilek tatlı yapımında kullanılır. Popüler bir diğer tatlıları ise Quark peynirinden yapılan cheesecakeleridir. Käsekuchen olarak adlandırılan bu tatlı oldukça lezzetlidir. Quark peyniri krema kıvamında bir peynir türüdür. Krem peynir ve süzme yoğurt karışımına benzer. Almanya’ da her yerde bulunabilen Quark, maalesef Türkiye’de hazır olarak satılmamaktadır.


MİMARİ / GEZİLECEK YERLER 

   Yüzölçümü bakımından Avrupa’nın en büyük beşinci ülkesi ve Avrupa Birliği'nin en büyük ekonomisine sahip olan Almanya, köklü tarihi ile geçmişten bu yana "şairlerin ve düşünürlerin ülkesi" olarak da bilinir. Göz alıcı Ortaçağ mimarisi, birbirinden muhteşem şehirleri, dörtte biri ormanlarla kaplı doğası, şaşırtıcı karşıtlıklara rağmen iç içe geçmiş kültür çeşitliliği ve dünyanın en çok göç alan ülkeleri arasında yer alan Almanya'nın gezilecek tarihi ve turistik yerlerinden bazılarını haberimizde bulabilirsiniz.
   Bach, Beethoven, Brahms ve Wagner gibi bestecileri, Kant, Hegel, Karl Marx, Schopenhauer, Nietzsche gibi düşünürleri, Goethe, Schiller, Grimm Kardeşler, Thomas Mann, Brecht, Hermann Hesse, Günter Grass gibi edebiyatçıları ve Hans Holbein, Albrecht Dürer, Caspar David Friedrich ve Max Ernst gibi sanatçıları yetiştirmiş Almanya dünyanın en çok turist çeken ülkelerinden biridir.



ÖNEMLİ GÜNLER / GECE HAYATI 

   Almanya’nın en ünlü tatili, sonbaharda Bavyera’da düzenlenen Oktoberfest’tir. Oktoberfest, dünyanın en büyük bira festivalidir. Münih yönetimi tarafından organize edilir ve geleneksel olarak Münih’te gerçekleşir. Sadece yerel bira fabrikalarına katılmasına izin verilir. % 5-7 ABV ile özel çeşitleri pişiriyorlardı. İlk şenlik kralın ve kraliçenin gümüş düğünü onuruna düzenlendi. 1810’da Münih’in merkezine yakın çayırda gerçekleşti. Festival Ekim’de ilk Pazar gününe kadar yaklaşık iki hafta sürüyor. Oktoberfest, Münih bira fabrikalarının çadırlarının sahiplerine büyük bir şenlikli geçit ile başlar ve bundan sonra ilk vinç bira bidonuna yerleştirilir.
   Çayırda, 10 bine kadar kapasiteli 14 büyük çadır ve 1 bine düşen 15 küçük çadır bulunmaktadır. Bu çadırlarda hayat kaynıyor. İnsanlar farklı bira çeşitleri deneyebilir, yerel yemek yiyebilir, eğlenebilir, yarışmalara katılabilir ve müzik dinleyebilir. Meydanda dev bir gözlem çarkını ve serbest düşüş simülasyon kulesi gibi sürmek var. Kazara sarhoş olanlar, yakında daima görevde olan doktorların yardımına güvenebilirler. Bira dışında, diğer alkollü içecekleri tadabilir, hediyelik eşyalar satın alabilir veya yeni arkadaşlar edinebilirsiniz. Oktoberfest, ülkedeki tek bira festivalidir. Nefis ve renkli bira festivali, Volksfest adı verilen Stuttgart’da ve Beer Mile olduğu Berlin’de gerçekleşir.


   Almanya’daki en önemli resmî tatil günlerinden biri, Berlin Duvarı’nın yıkılması ve ülkenin birleşmesi ile bağlantılı olan Alman Birliğinin Günüdür. Resmi kutlamalar her yıl 3 ilde farklı şehirlerde kutlanmaktadır. Başkentte, Brandenburg Kapısı’nda, çadır ve sahneler kurulmuştur. Almanya’daki halk kutlamaları dinlenmenin bir yoludur; yerli halkın ülke ve tarihi bakımından gurur duyduklarını söylüyorlar. Bu tür tatillerde Almanlar duygulara kapılmamalı ve eğlenmelidirler. Almanya’da Noel, harika bir tatil, mucizeler ve büyü vaktidir. Evler tatilten dört hafta önce dekore edilmiştir. Daha önce ne kadar az zaman kalırsa, ışıklar ve mumlar pencereleri, mağazaları ve sokakları doldurur. Ülke genelinde ünlü hediyelik eşyalar, Noel ağacı süslemeleri, hediyeler ve Noel çerezleri satın alabileceğiniz ünlü Noel pazarları açılıyor. En önemli fuar Nürnberg’tedir.



GEZİLECEK YERLER 

 REİCHSTAG (PARLAMENTO BİNASI)


  Reichstag, turistik bir gezi yapmak isteyenler için kesin ilk üçte diyebileceğimiz parlamento binası. Binanın yapımı 1894 yılında tamamlanmış, 1933’e kadar ülkenin yönetimine ev sahipliği yapmış. 1933’te binada çıkan yangını bahane ederek Hitler’in yönetime el koymuş. Nazi yönetimi boyunca bina kullanılmamış. Berlin’in bölündükten sonra Berlin Duvarı’nın bir kaç metre ötesinde, Batı tarafında kalmış. Büyük bir restorasyon geçiren bina 1933’ten sonra ilk defa tekrar 1999’te parlemento binası olarak kullanulmaya başlanmış. Eklenen tek şey binanın şimdiki en büyük özelliği olan binanın tepesindeki 360 derece Berlin’i gören cam kubbe olmuş.


 BRANDENBURGER GATE (BRANDENBURG KAPISI)


  New York için Özgürlük anıtı neyse,  Brandenburg Kapısı da Berlin için o. 17. yüzyılda yapılan ve şehrin giriş kapısı olan Brandenburg, mucizevi bir şekilde 2. Dünya Savaşı’nı ayakta kalarak atlatır. Şehrin, yaşanmışlıkların ve yeniden dirilişinin ve bugün kü gücünün simgesi. Tüm Almanya’nın en ünlü binası desek abartmış olmayız. Aynı zamanda Soğuk Savaş döneminin ve ikiye bölünen Berlin’in sembolü. Berlin Duvarı’nın yıkılışına dair en ikonik fotoğraflar Brandenburg Kapısı’nı içerir. Hemen buraya ünlü anın fotoğrafının linkini bırakıyorum. Dünya çapında gazetelerde Berlin’in birleşmesinin yüzü oldu. Bugün dünyada barışının en önemli simgelerinden birisi. Bu yüzden acayip turist çeken bir yer. Fotoğraf çekilmek veya görmek için gidilebilir. Yahudi Anıtı’na gidecekseniz bu iki yer birbirine yakın olduğu için ikisini art arda görmeniz mantıklı olabilir.


 ALEXANDERPLATZ


  Alexanderplatz Berlin’in en ünlü meydanlarından biri. Meydan, Berlin’de yaşayan insanların buluşma noktası, ayrıca toplu taşıma araçlarının çoğu da ya buradan geçiyor ya da başlangıcı burası. Birine yol sorduğunuzda “Alex” diyorsa anlayın ki Alexanderplatz’dan bahsediyor. Öyle merkezi bir yer ki, muhtemelen özellikle gitmeseniz bile bir şekilde yolunuz buraya düşecektir. Bir sürü dükkanlar, Berlin sokak yemeklerini tadabileceğiniz tezgahlar ve kafeler var.


 BERLİNER DOM (BERLİN KATEDRALİ)


  Berlin’in en çok ziyaret edilen noktalarından biri Berliner Dom yani Berlin Katedrali. Almanya’daki Protestan kiliselerinin de başı konumunda olan bu kilise, dini öneminin yanında şehre ciddi bir turistik değer de katıyor. Her yıl burada binlerce rehberli tur gerçekleştiriliyor, Katedral her yıl 100’den fazla konsere ve etkinliğe ev sahipliği yapıyor. Oldukça eklektik bir mimari tarzı var. Barok’tan Neoklasik’e Rönesans’tan, Gotik’e birçok üslubun karışımı çünkü her ne kadar 1700’lü yıllarda inşa edilmiş olsa da yıllar içinde hem dönemin imparatorları tarafından yıktırılıp yeniden yatırıldığı zaman olmuş, hem de 2. Dünya Savaşı sırasında ağır hasar görüp onarıldığı zaman olmuş. Çalışma Saatleri: Pazartesiden Cumartesiye 9.00 – 20.00 arası, Pazarları ve tatil zamanları 12.00 – 20.00 saatleri arası açık.

CHECKPOİNT CHARLİE 


  Checkpoint Charlie (Checkpoint C) Kontrol Noktası, Berlin Duvarı ile ayrılan şehirde, batı tarafında ABD askerlerinin, doğu tarafında ise Sovyet askerlerinin nöbet tuttuğu Soğuk Savaş döneminden kalma en ikonik noktalardan. Berlin Duvarı’nın üzerindeki 3 geçiş kapılarından biri. Batı Almanya’dan bir yetkilinin Doğu Berlin’e girmesine izin verilmemesinin ardından, tankların sınıra dizilmesi ile Soğuk Savaşı’n en gergin günlerinden birinin yaşandığı olarak tarihe geçisini yukarıda anlatmıştık. Yıllar içinde de Berlin Duvarı’nın kalıntıları ile birlikte turistlerce en çok ziyaret edilen yerlerden biri olunca, Berlin ve Soğuk Savaş’ın sembollerinden biri haline gelmiş. Bu kulübe orijinal kontrol kulübesi değil, onun bir replikası. Gerçek Checkpoint Charlie yine Berlin’deki Allied Museum’da sergileniyor. Şimdi Checkpoint Charlie’ye gittiğinizde, mizansen olarak başında ABD bayraklarıyla, iki askerin beklediğini göreceksiniz. Geçitin öteki tarafında ise Sovyet askerlerine ithafen dev bir Sovyet askeri tabelası duruyor.



2 Nisan 2022 Cumartesi

ÇEKYA / PRAG SEYAHAT REHBERİ

 ÇEKYA / PRAG REHBERİ 

ÇEKYA KONUM BİLGİSİ 



GENEL BİLGİLER 

  Gençlik Otobüsü rotamızın bu haftaki durağında eşsiz tarihi dokusuyla zamana meydan okuyan Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Prag var. 
  Altın Şehir, Doksanların Sol Bankası, Masal Şehri de denilen Prag’da çoğu Avrupa Birliği ülkesinin aksine Euro değil, Çek Korunası kullanılır. Saat farkı olarak bizden yalnızca 2 saat geride bulunan Prag’da resmi dil Çekçe konuşulmaktadır.
  Sokakta yürürken tarihin içinde kaybolmak, Kafka’nın hayallerinde yaşamak ve güzel bir kültür turu yapmak istiyorsanız doğru yerdesiniz. Şimdi gelin yemekleri, kültürü, tarihi ve mimarisiyle bir cennet olan Prag’ı daha yakından keşfedelim. 




GEZİLECEK YERLER 

Prag'ın güncel metro haritası için aşağıdaki fotoğrafı inceleyebilirsiniz.


Şehirde gezilecek yerleri aşağıdaki haritadan inceleyebilirsiniz. 





PRAG KALESİ

  Öyle bir kale düşünün ki yüz binlerce yıllık dünya tarihinde tüm rakiplerini sollayarak Guiness Rekorlar Kitabı’na Dünya’nın en büyük antik kalesi sıfatıyla girsin. Düşündünüz mü? Cevap evetse işte karşınızda Prag Kalesi:


  Prag tarihinde önemli bir yere sahip olan Prag Kalesi’nin yapımına 9. yüzyılda başlanmış ve kale son halini 12. yüzyılda almış. Bu da demek oluyor ki sadece kaleyi dolaşarak sanatın, dinin, mimarinin 300 yıllık değişim serüveninde ufak bir zaman yolculuğuna çıkabiliriz. 
  Bu arada Prag Kalesi’ni yalnızca kale olarak düşünmemekte fayda var zira Kale içerisinde, Kraliyet Sarayı, Aziz Vitus Katedrali, Aziz George Manastırı, Resim Galerisi, kuleler ve daha birçok mimarlık harikası eseri barındırıyor. 





KARL KÖPRÜSÜ

  Kral IV. Charles'in emri doğrultusunda yapımına 1357 yılında başlanan Karl Köprüsü’nün (diğer adıyla Charles Bridge) en önemli vazifesi şehrin iki yakasını birbirine bağlamaktır. Gotik mimarinin yansımalarını taşıyan ve iki ucunda Old Town ve Lesser Town kuleleri bulunan köprümüz 665 yaşında olduğu için tarihin önemli anlarına da şahitlik yapmış bulunuyor. Çilekeş köprümüz 30 Yıl Savaşlarında İsveçlilerin elinden savaşın son anda kurtarılmış ve aynı zamanda uluslar arası ilişkiler ve hukukta son derece önemli olan ve ulus devlet doktrinin öncüsü olan Vestfalya Barışı bu köprünün tam ortasında imzalanmıştır



SAİNT VİTUS KATEDRALİ

  Prag’ın sembol yapılarından St. Vitus Katedrali, adını Orta Çağ Roma Katolikliğinin 14 kutsal yardımcısından biri olan Aziz Vitus’tan alıyor.
  Prag Başpiskoposluğu’nun merkezi olan bu katedral tarih boyunca çok sayıda kral ve kraliçenin taç giyme törenine ev sahipliği yapması ve Bohemya Krallığı’nın mücevherlerinin burada saklanıyor olması nedeniyle büyük önem taşıyor. 




  Mücevherlerin saklandığı odaya girmek için 7 ayrı anahtara ihtiyaç duyuluyor. Bu anahtarlar günümüzde Çek Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, Başbakan, Prag Başpiskoposu ve Belediye Başkanı’nda ve 3 ayrı görevlide bulunduğu rivayet ediliyor. Ancak ne olur ne olmaz biz yine de tel tokalarımız ve kredi kartlarımızla şansımızı deneyelim.




PRAG SAAT KULESİ

  1410 yılında Prag’da inşa edilen Astronomik Saat Kulesi, dünyanın en eski üçüncü saati, aynı zamanda da çalışır durumda olan en eski saatidir. Efsaneye göre saat, Çek kralının emriyle o dönemde ün salmış olan Master Hanus’a yaptırılmış ve saat tamamlandıktan sonra dünya çapında ün kazanmıştır. Bunun sonucunda başka ülkelerin kralları da Master Hanus’a saat tasarlaması için tekliflerde bulunmuş. Bunu duyan Çek kralı ise, Master Hanus’u bu makinenin benzerini bir daha yapamasın diye gözlerine mil çektirip kör etmiştir. Hanus, Krala olan öfkesi yüzünden kendini öldürmeden önce, bir daha kimse saati kullanamasın diye düzeltemeyecekleri şekilde bozmak istemiş ve sonunda kendini saate asarak intihar etmiştir. 


  Saatin etrafında, saati görsel bir şölene döndüren ve saatin tamamlanmasından yaklaşık 80 yıl sonra eklenen ve her biri farklı anlama sahip bazı figürler vardır.
  Elinde ayna tutan figür kibri ve kendini beğenmişliği temsil etmektedir. 
Bir elinde baston ve diğer elinde para kesesi tutan Yahudi figürü ise açgözlülüğü temsil etmektedir. 



   İskelet figürü ise ölümü temsil etmektedir ve her saat başında,  elindeki çanı çalıp diğer elindeki kum saatini çevirmektedir. İskeletin her saat başında bu hareketi yapmasının sebebi insanlara ölümün her an gelebileceğini, ölümden kaçılamayacağını ve herkesin bir gün öleceğini anlatmaktır. 


  As bayrakları mı desek yoksa şapkamızı önümüze alıp düşünsek mi bilemediğim mandolin çalan Türk figürü ise zevk ve sefayı temsil etmektedir.
  Saatin alt kısmında 4 heykel daha bulunmaktadır. Bu heykellerden elinde teleskop tutan astronom astronomiyi, kılıç tutan baş melek Mikail adaleti temsil eder. Elinde tüy tutan filozof ve elinde kitap tutan figür ise bilimi ve eğitimi temsil eder. 


BİRAZ DA MODERN SANAT: DANS EDEN EV

  Bu zamana kadar ki anlatımlarımdan anlayacağınız üzere Prag, tarihi mimarisini koruyarak geleceğe göz kırpan bir şehirdir. Ancak bu durum 1977’de biraz değişikliğe uğramıştır. 1997 yılında Vlado Milunic ve Frank Gehry tarafından inşa edilen ve iki tane dans eden insan figürü şeklinde olan bina ne yazık ki uzun bir süre boyunca Çek Cumhuriyeti vatandaşları tarafından hoş karşılanmamış ve şehrin havasını bozmakla suçlanmıştır. Hollywood’un 1930’lu yıllardaki ünlü dans eden çifti Fred Astaire ve Ginger Rogers’ı andırdığı için Dans Eden Ev ismi verilen yapı, postmodern mimarinin önemli örneklerindendir.


PRAG VE SANAT

  Dünya klasiklerine Dava, Dönüşüm, Milena’ya Mektuplar, Yargı gibi eserleri kazandıran 1883 doğumlu Franz Kafka eserlerini Almanca yazmış olsa da aslen Prag doğumludur. Yabancılaşma, iktidar ve yalnızlık konularını işleyen ve öldükten sonra dünya edebiyatına yön veren Kafka’nın eserlerini ve hayatını daha yakından öğrenmek veya düşüncelerini oluşturan dünyasını biraz bile olsa keşfetmek isterseniz Kafka’nın şehri Prag’a gidebilir ve gitmişken de sağ tarafta fotoğrafı bulunan Kafka Müzesi’nin gezebilirsiniz. 


  Biraz da bizden birilerini görmek isterseniz sizi Cafe Slavia’ya alalım. Nazım Hikmet Ran’ın Prag’da sürgünde  olduğu dönemde sıkça ziyaret ettiği, şiirlerini yazdığı kafedir. Ne demiş Nazım Hikmet “Slavya kahvesinde oturan dostum Tavfer’le, Vıltava suyuna karşı oturup, tatlı tatlı yarenliği severim’’.

BİRAZ DA DAMAK TADI 

Prag, her ne kadar köprüsü, saati ve kaleleriyle bilinse de mutfağı ile de ünlü bir şehrimizdir.

Trdelník 


Şekli sebebiyle baca pastası da denilen bu tatlı, bir çubuğun etrafına sarılıp gevrek olana kadar mangalda kızartılarak yapılıyor. 

Gulaş 


Macaristan kökenli bir yemek olan gulaşa lezzet veren sosudur. Sığır etinden yapılan yemeğin sosunda havuç, sarımsak, kırmızıbiber ve soğan kullanılır. 

Chlebicky

Prag’da gezmekten yorulduğunuzda canınız  hafif bir atıştırmalık canınız çekerse mutlaka Chlebíčky denemelisiniz. Genellikle kahvaltı veya öğle yemeği için hazırlanan bu sandviç, geleneksel kutlamalarda ve diğer sosyal toplantılarda servis edilir.