Gençlik Otobüsü Projesi benim hayatımda kader mi yoksa
tesadüf mü diye arada kalmamdır. En iyisi size yolculuğumu anlatayım ve
kararını sizler verin.
Yağmurlu bir gündü (klişe bir başlangıç yapayım demedim ama
vallahi yağmurluydu :D), lisans son sınıfın ilk vize zamanları, tüm gece oturup
sınava çalışmışım, gözlerimden uyku akıyor ve hala yolda ders notlarımı
okuyorum, kafamı kaldırıp etrafı bile görmüyordum. Kadıköy-Kartal metrosuna
bindim, son durağa gelince inmek için kalktım ve afiş kısmında 15 ülkeyi
gezmemizi sağlayan bir projeden bahsediyor, tam herkes hurraa inme
vaziyetindeyken gittim fotoğrafını çektim sonra ayrıntılı inceleyeyim diye.
(Şekil 1.A aşağıda mevcuttur :D)
Sınava girdim çıktım, ki ben balık hafızalıyımdır ama bir şey
dürttü ve çektiğim fotoğraf aklıma düştü. Sonra üşenmedim açtım sitesini
inceledim, ayrıntılı açıklamayı okudum ve akşam eve gidince de online başvuru
formunu doldurdum.
Twitter ve facebooktan sürekli takibine başladım
sayfalarının, gruplarının ve heyecanla ilk büyük toplantıya davet edilen
isimlerin listesini bekliyordum. Açıklanacağı tarih geldi ve toplantıya
bekleniyorsunuz, ilk aşamayı geçtiniz yazısını okuduğumda insanların aşık
olduğunda karnımda kelebekler uçuşuyor tabirini bende mevcuttu ve heyecandan o
kelebekler kaçınılmazdı :D
En renklisinden giriş kartı çıktımı aldım ve doğum günümden
bir gün sonra olan toplantı için sıraya geçtim. Bu bana bir mesaj diye psişik
düşüncelere kapılmaya başlıyordum, çünkü o afişi görmem bir tesadüf eseriydi,
üşenmeyip başvurmam, takip etmem ve büyük toplantının resmen bana doğum günü
hediyesi gibi bir ertesi güne koyulması... Neyse :D Sıraya geçtim, yanıma kitap
aldığıma şükrettim çünkü kitabı yarıladım, sıra da sıraydı yani :). Çok yoğun
programlı ve verimli bir toplantıydı, hatta o esnada Ali Rıza Koç'a kitabı için
mail attım ve bana hemen gönderdi, bu blog yazımda kendisine çok teşekkür
ederim. Kesinlikle herkesin okuması gerektiğini düşündüğüm bir kitap.
Sonrasında 2 dakikalık projeye ne katabileceğimize dair ve
kendimizi anlatmamızı istedikleri bir video çekecektik. Belli başlıklarla proje
birimleri oluşturulmuştu.
Yaşamım boyunca ve hala da öyle birçok şeye merak salan bir
yapım olmuştur ve fazla girişimciyimdir, bu nedendendir ki birçok birimde çalışabileceğime
inanarak videomu çektim. Ama sonrasında farkettim ki beni tanımayan birisi ne
sallıyor bu kız diyebilir diye düşündüm, çünkü videoyu sonrasında izlediğimde
'ne iş olsa yaparım abi!' modeline döndüğümü farkettim. Ancak videoyu tekrar
törpülemek gibi bir niyetim yoktu, zaten çekimim bile iphone ön kamerasıyla
odamda yatak üzerinde çekilmiş amatör bir kayıttı ama neysem oyum diye bir
güvenle gönderiverdim.
Videoda nelerden mi bahsettim :D !
*İngilizcem var yabancı diller koordinatörlüğünde görev
alabilirim
*Yan flüt çalıyorum hobi olarak müzik birimine destek
verebilirim
*Hayatımı çok gezelim görelim programı düzeyinde yaşayan bir
tipim ve gideceğim yerler hakkında önceden ayrıntılı bilgi sahibi olarak hem
sağlam gezerim hem de gezdirir ve iyi anlatırım gidilen yerleri, bu nedenle
rehberlik birimine destek verebilirim
*Halk oyunları ve latin dansı yapıyorum. Mesela gittiğim her
yerdeki insanlara horon öğretebilirim. Yaratıcı fikirlerim var diye konsept
sorumlusu olabilirim
*17. Ulusal Psikoloji Öğrencileri Kongresi düzenleme
kurulundaydım. Bir organizasyon nasıl yapılır tüm ayrıntıları ve süreçlerine
hakimim. Liderlik vasfım vardır vs diye, organizasyon biriminde olabilirim
*Profesyonel makinam var ve fotoğraf çekmeyi çok seviyorum,
fotoğraf biriminde yer alabilirim
*Video kameram var, değişik konsprtli videolar çekebiliriz,
video biriminde görev alabilirim
*Aynı zamanda psikoloğum insan ilişkileri konusunda gözlem
yapmak istiyorum ve bu yetim sayesinde de otobüs içi ilişkileri de
dengeleyebileceğime inanıyorum diye ek bilgi :)
Veeee hatırlamadığım ama o 2 dk içerisindeki saniyelere
sığdırabildiğim zilyontane yeti :D
İzledikten sonraysa hissettiğim ya Maksut Hoca projeyi tek
benimle yapacak ya da hiç bu kız neler sallamış böyle ya diyip almayacaktı :D.
Sonuçlar açıklanacak, geçenler Ankara'daki toplantıya
katılabilecekler ve bu sayede son aşamaya geçebileceklerdi. Tabii ben bu süreçte
sürekli en kötüsünü düşünüp kendimi teselli etmeye çalışıyordum; yaklaşım
43.000 kişinin arasından 6.000'e girmekte süper olursa olur olmazsa hiç senin
olmamıştır :D Ve sonuçların açıklacağı zaman geldi sürekli sayfa yeniliyorum,
daha açıklanmamış, artık belli olsun heyecanı ve TC'mi girdikten sonra
tebrikler! Yazısını görünce her yanımı kelebeklerin sarması, bunlar harika
şeyler, belki buradaki kelimelerin yetmediği ya da yetemeyeceği ölçüde dolu
hisler.
O zaman hop Ankara'ya gidiyordum!!!
Facebook'taki gruplar arası iletişimler başladı, sabah orada
olacaktım ve zamanımız olacaktı Anıtkabir gezisine kadar, neden erken gelecek
Gençlik Otobüsü şanslılarıyla bir ön tanışma yapmayalım ki dedim, sonra
kahvaltı organize etmeye karar verdim. Facebook'taki gruba yazdım ve baya geri
dönüş aldım. Ankara'yı çok bilmeme rağmen 'Google Dayı' sağolsun Leman Kültür'ü
buldum ve Anıtkabir'e yakın olduğunu keşfettim ve İstanbul'dan arayıp 30
kişilik rezervasyon yaptırdım, yaklaşık 50 kişiyi bulduğumuzu söylememe gerek yok
herhalde :D Çünkü otogarda indik ve 'Siz de mi Gençlik Otobüsü, ben de
kahvaltıya gidelim hadi!' diye yoldan toplaya toplaya kahvaltı edeceğimiz yere
vardık.
Projenin verdiği dinamik çok bambaşka gerçekten, herkes güzel
bir beklentiyle geliyor. Evet bir organizasyon yapılıyor, ancak bu proje ortaya
koyulurken çok da eğlenilip güzel dostluklar kurulabiliniyor.
Kahvaltımızı ettik, Anıtkabir'e geçtik, Maksut Hoca'yla
selfielerimizi çektik, Atamıza saygı duruşunda bulunduk ve toplantıya geçtik.
Toplantıda videoda verilen vaatleri yerine getirmemizi ve bunun da son aşama
olduğunu anladım. Çok zamanım yoktu, zilyon tane vaatim vardı ve bir yandan
lisans hayatım devam ediyordu, aynı zamanda işe başlamıştım, yani özetle
yoğundum ama yapacaktım ;)
İstanbul'a döndükten sonra Gençlik Otobüsü sayesinde
tanıdığım arkadaşlarla dostluklarımız devam etti, mangal partisi yaptık ayıptır
söylemesi :) deli eğlendik.
Sıra geldi verilen vaatleri gerçekleştirmeye!
*Proje için güzel anları yakaladığım fotoğraflar çektim
*Latin dansları ve halk oyunları videolarımı ve
fotoğraflarımı gönderdim konsept için vaat ettiğimi gerçekleştirebilir demek
adına
*Bir yandan Türkiye'yi gezmeye devam ediyordum ve gezdiğim
yerlerle ilgili paylaşımlar yaptım rehberlik konsepti adına
*Tüm her şey bir yana sonrasında bu kadar görev arasında son
olarak evet organizasyon birimine yöneleceğim dedim! Benden beklenen 250
kişilik bir gruba Gençlik Otobüsü Projesini ve Genç Kart'ı tanıtmaktı. Ben de
Okan Üniversitesi'nin en büyük salonu olan Mevlana Konferans salonunu
ayarladım, öncesinde grafik tasarım bölümündeki arkadaşlardan bana afiş
tasarlamalarını istedim, okulun her yerine, tüm fakültelere astım, bölüm
başkanlarına ve sınıf temsilcilerine duuyurular yaptırdım.
Sunum için konferansa gittiğim gün salon 500 kişiliktir ve
ayakta olup yer bulamayanlar vardı yani 500 kişiyi aşkın bir gruba sunumumu
yaptım. Bir yandan videolarım ve fotoğraflarım çekildi.(Şekil 2.A.'da
görebilirsiniz :D
Sunum sonrasında birçok soru aldım ve seneye başvurmayı düşünen
birçok öğrenciyle oradan ayrıldım. Çok verimli geçmişti ve mutluydum.
Tüm bunları tabiiki Maksut Hoca'ya mail atarak, kendilerinin
kafasını sürekli şişirdiğim bir süreçti :D
Veee yine büyük an geldi, sonuçlar açıklanacak, her gün
kontrol ediyordum siteyi, twitterı, facebooku. En sonunda liste açıklandı ve
ismimi aramaya başladım, bir baktım ki yedeklerdeyim!
Şimdi ne demekti bu benim için? Hayır asillerin böyle bir
projeyi asla kaçırmayacaklarından emindim ama tamam olmadı, kaybettim demek de
değildi. Arada kalmıştım, zaten yaşamımda genelde arada kalarak ilerleyen bir
süreç olmuştur bu da öyleydi :).
Tabiiki en iyi yapılacak şey Maksut Hoca'ya danışmaktı. Müzik
birimiyle bir gün Sabırtaşı Restoran baskını yapmaya, hep birlikte hem tanışmak
olsun hem de yemek yeriz diye anlaştık ve Maksut Hoca da oradaydı. Kendisine
danıştığımda zaten yedeklerde olduğumdan 3000 TL'lik sponsor bulmam halinde
katılım sağlayabileceğimi söyledi. Yeni bir ampul yanmıştı benim için ve tam
gaz arayışa başladım. Sponsorluk dosyam elimde kapı kapı gezdim. Bildiğiniz
bizim ve yakın mahallede sormadığım kurum kalmamıştı ve tüm akrabaları da
tüketmiştim ama yoktu, kimse destek vermiyordu. Sonra CİTEB'in başkanı olan
Gökhan Göksu ile konuştum ve kendisi çok ileri görüşlü bir insan olduğu için bu
projede yer almaya karar verdi, buradan da kendisine bana inandığı için ve
böyle bir projeye adım attığı için çok teşekkür ediyorum.
Havalara uçuyordum hatta hala uçuyorum, süreç olarak
bakıldığında çok bambaşka bir büyüsü var gibi geliyor bana. Belki ben
deneyimlediğim için belki de öyle, kader mi tesadüf mü siz karar verin.
O zaman HAYDİ OTOBÜSÜ VINLATMAYA!...
Fundem'ce
Dikkat: İlk blog yazımdır, etkilerinden ve tepkilerinden
kesinlikle sorumluluk alınmamaktadır :P
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder