13 Mart 2022 Pazar

AVUSTURYA / VİYANA SEYAHAT REHBERİ

AVUSTURYA / VİYANA SEYAHAT REHBERİ 

   Rotamızın 4. Şehri olan Avusturya’nın başkenti Viyana’dayız. Eğer yolculuğa Türkiye’den başladıysanız saatlerimizi iki saat geriye alıyoruz. Hazırsanız başlayalım.
  Klasik müzik, opera, sanat, mimari hatta sosyal bilimler denilince kuşkusuz hepimiz için akla ilk gelen yerlerden biri. Beethoven’dan Freud'a ev sahipliği yapmış, ödüllü film Before Sunrise ve Zweig'ın bir çok öyküsüne mekan olmuş efsane şehir. 

KONUM BİLGİSİ 



GENEL BİLGİLER 

   Resmi dili Almanca olmasının yanı sıra şehirdeki birçok turistik tabela İngilizceyken halkı da İngilizce konuşabilmektedir. Para birimiyse Euro. Kurları daha az düşünmeniz için zamanın imparatorlarından birinin dağlardan doğal yollar ile evlere hatta sokaklardaki sebillere buz gibi kaynak suyu getirdiğini ve şişenizi yanınızdan eksik etmemeniz gerektiğini söylemek isterim. Bu ve bunun gibi bir sürü sebepten olsa gerek toplu ulaşım ağı, kilometrelerce süren bisiklet yolları, dünya mutfağına ismini yazdırmış lezzetler, tescilli şarap, kahve, pastalar; sanatın mutfağı olan tiyatrolar, açık hava sinemaları, şehrin içinde yer alan milli parkı, sürdürülebilir tarım ve doğa dostu yaşamı ile Mercer tarafından üst üste 10 yıl dünyanın en yaşanabilir şehri seçilmiştir.


Metro ağına aşağıdaki haritadan ulaşabilirsiniz. 



GEZİLECEK YERLER 







İSPANYOL BİNİCİLİK OKULU 

  Adını atların soylarının Endülüs İspanyası'na dayanmasından alan dünyanın en eski ve hala faaliyet halindeki tek kraliyet binicilik okuludur (Spanische Hofreitschule). Hofburgda yer alır. Eğer Temmuz ayında Viyanadaysanız gösterisine günde iki kez sarayın bahçesinde rastlamak mümkün. 




HOFBURG SARAYI




   İspanyol binicilik okulu ve daha fazlasının yer aldığı Habsburg hanedanı için kışlık saray olarak yapılan bu bina 13. yy.dan itibaren birçok imparatorluğa ev sahipliği yapmış ve ilerleyen zamanla beraber değişen sanat anlayışlarının izlerini uyum içerisinde gözler önüne sunuyor. 240 dönümlük  arazi üzerine kurulu 2600 odalı bir saray kompleksi olan bu sarayın 18 ayrı binası bulunmakta. İmparatorluk Daireleri, Gümüş Koleksiyonu ve Sisi Müzesi olarak 3 bölümden oluşan Hofburg İmparatorluk Sarayı‘nda Franz Joseph ve Kraliçe Sisi’ye ait eşyalar sergilenmektedir. Müzeler hariç ücretsiz gezebileceğiniz sarayın bir kısmı günümüzde Avusturya başbakanının resmi çalışma ofisi olarak kullanılıyor.

HUNDERTWASSER EVİ




  Şimdiki durağımız masallardan bir sayfa gibi duran Viyana'nın ilk yeşil müzesi olarak da bilinen Hundertwasser Evi. 1980'lerde inşa edilen bu yapıda 53 daire, 4 dükkan, 16 teras bulunmakta. Teras zeminleri tamamen toprakla kaplanmış ve 250 adet ağaç ekilmiş olan bu binanın merdivenlerinin bir bölümü ise patika şeklinde. Binada yaşayanlar olması sebebiyle gezmek pek mümkün olmasa da aşağıda yer alan dükkanları gezerek bu atmosfere biraz olsun dahil olunabilir.

SCHONBRUNN SARAYI 




  Habsburg hanedanı dayanamamış yaz kış aynı yerde mi yaşayacağız demiş ve bir başka kültürel mirası bizlere bırakmıştır. Adını dağlardan gelen suyun güzelliğine ithafen güzel çeşmeden alan bu saray ise Habsburg hanedanının yazlık sarayı ve Viyana’nın UNESCO tarafından dünya kültür mirası olarak kabul edilmiş bir başka değeri. Aynı zamanda Viyana'nın sembolü ve Versailles'e verdiği cevabı olan bu köşkte 1400'den fazla oda ve birçok büyük bahçe bulunmaktadır. İçeride aynı zamanda "Coach and Carriage Museum" adında bir müze bulunan sarayın bahçesi halka açıkken içerisini gezmek isterseniz 25- 40 oda için iki ayrı turu 15-20 euro gibi bir ücret ödeyerek teknolojinin nimeti sayesinde Türkçe rehberlikle gezebilirsiniz.

VİYANA BELEDİYE BİNASI (WİENER RATHAUS)




   Rathausplatz'da yer alan bu neo-gotik yapı büyük ölçüde Leitha Dağları'ndan gelen kireç taşı ile süslenmiş tuğlalarla ve kesme taş işçiliğiyle inşa edilmiş. 98 m yüksekliğindeki kulenin çan kulesinin tepesinde 3-4 metre uzunluğundaki  -Viyana'nın sembollerinden olan-  Rathausmann konulmuştur.
   Merkez kule dahil olmak üzere beş kuleye sahip olan bu binada 71 metre uzunluğunda, 20 metre genişliğinde ve 18,5 metre yüksekliğinde bir festival salonu da bulunmakta. Söylenenlere göre İtfaiye yetkilileri izin verirse burada 1.500 çift aynı anda vals yapabilirlermiş. Halka açık olan belediye binamız ayrıca tarihi 'Wiener Rathauskeller' restoranına da ev sahipliği yapmaktadır.
   Belediye binasına bakan büyük Rathauspark'da ve binada çok sayıda etkinlik düzenleniyor. Baloların yanı sıra film festivalleri, spor etkinlikleri ve Noel pazarları... Hatta eğer kışın buradaysanız şahane bir buz pisti de sizi karşılıyor olacaktır.
   Yıllardır varlığını sürdüren bu bina için yenileme çalışmaları 27 Eylül 2012 tarihinde başlamış ve 2023'e kadar süreceği söylenen çalışmalar için 35 Milyon Euro bütçe ayrılmış.

AZİZ STEPHAN KATEDRALİ




   Viyana'nın özgürlük simgesi olarak bilinen bir sonraki durağımız ise Aziz Stephan Katedrali. İçini gezmek ücretsizken dört kulesi bulunan bu eşsiz katedralden Viyana'ya bir de yukarıdan bakayım derseniz 5-6 euro ödeyerek 343 basamak çıktıktan sonra 136,44 metre yüksekliğindeki güney kulesinden manzaranın tadını çıkarabilirsiniz.
   Aziz Stephen Katedrali 107,2 metre uzunluğunda ve 34,2 metre genişliğindedir. Burada toplam 13 çan asılı ancak Aziz Stephen Katedrali'nin en bilinen çanı, Türk çanı yani Pummerin, Osmanlı Devleti’nden kalan top, tüfek, kılıç ve demir gibi malzemelerin eritilerek yaklaşık 20 bin tonluk Türk Çanı meydana getirilmiştir. İlginçtir ki uzun bir süre Osmanlılar gelirse diye çanın başına çalması için bir görevli bekletilmiştir. II. Dünya Savaşı sırasında yere düşerek parçalanan Türk çanının yerine ise zaman içerisinde yenisi konulmuş.
Katedral’in çatısına baktığımızda ise Kraliyet ve İmparatorluk çift başlı kartalı ve Viyana şehrinin armasını oluşturmak için döşenmiş renkli kiremitler görüyoruz. 
   Osmanlı devleti tarafından iki kez kuşatılan Viyana Osmanlı'nın geri çekilişinden sonra bunu bir yenilgi olarak kabul etmiş ve kuşatmalar esnasında sığınak olarak kullanılan katedrale Osmanlı askerini ayaklar altına alındığı bir heykel yapılmıştır.

BELVEREDE GALERİSİ    
                

   Gustav Klimt, Egon Schiele, Oskar Kokoschka ve diğer büyük Avusturyalı sanatçıların eserlerine yer veren Belverede galerisi Belvedere sarayında bulunur. Belvedere sarayı da  Avrupa'nın en çarpıcı Barok simge yapılarından biri olarak UNESCO Dünya Mirası  Listesi'nde yerini almıştır. Yine bu sarayda çok geniş ve göz alıcı bahçeleri görüyoruz. Aşağı ve Yukarı Belvedere olmak üzere iki parçadan oluşan bu sarayda, Yukarı Belvedere Sarayı'nın en önemli özelliği ise Avusturya’nın II. Dünya  Savaşı’ndan sonra özgürlüğüne kavuştuğu anlaşmanın burada imzalanmış olmasıdır. 

VİYANA DEVLET OPERA BİNASI 




   Şimdi ise sanatın her gün yeniden doğduğu kendisi de adeta yeniden doğmuş olan Viyana Devlet Opera binasındayız. Bu binanın ilk açılışı Mozart’ın Don Giovanni adlı eseriyle yapılmış savaş sonrası ikinci açılışı ise Beethoven’ın Fidelio’su ile gerçekleşmiştir. Yılda sadece iki gün kapalı olan viyana devlet operası yaklaşık 60 farklı opera ve bale sunumunu gerçekleştiriyor. 

BEETHOVEN'IN EVİ




  Beethoven’ın Evi'de burada. Mozart ile tanışmak için ilk kez 1787 yılında geldiği kentte, 1827 yılında  hayata gözlerini yummuştu. Heiligenstadt'taki 6 odalı evini her ayın ilk pazartesi günleri ücretsiz gezebilirken diğer günlerde 5 Euro giriş ücreti karşılığında ziyaret edebiliyorsunuz.

MOZART ve VİYANA 




  Sadece 2.5 yıl yaşamış olduğu Viyana'da Ronda Alla Turca, The Marriage of Figaro ve Don Giovanni eserlerini kağıda döktüğü yer olmuş bu ev. Giriş ücreti ise 11 euro. Viyana’da Mozart'ı da her yerde görmek mümkün bunun örneklerinden birisi de Burggarten de yer alan Mozart Anıtı.  

FREUD ve MÜZESİ




  Şimdi sıra Viyana’nın resmi sitesinde dahi yer verdiği Freud’da. Sigmund Freud, 1891'den 1938'e kadar neredeyse yarım yüzyıl boyunca Gründerzeit'in zirvesinde inşa edilen bu klasik Viyana apartmanında yaşadı ve çalıştı. Büyük eserleri (Düşlerin Yorumu, Psikanaliz Üzerine Beş Ders, Ego ve İd ve diğerleri) burada yaratıldı. Tam burada ameliyatının bekleme odasında, ünlü psikolojik çarşamba toplantıları (ilk psikanalitik çalışma grubu) gerçekleşti .Günümüzde de Viyana Sigmund Freud Müzesinde müze ziyaretçilerine Freud ile alakalı sunumlar, sergiler sunulmaktadır. Bunun yanında gerek psikanaliz üzerine gerekse Freud hakkında söyleşiler düzenlenmektedir. Ayrıca Viyana’da Sigmund Freud'u anlamak için, yirmi duraklık istek üzerine yapılan bir tur var. Café Landtmann'ın önünde başlayıp Sigmund Freud Müzesi’nin önünde biten iki saatlik ‘’Freud’’ yürüyüşü daha sonraysa müze turu ile birleştirilebilir.




PRATER 




  Before Sunriseda da yer alan, 1827'den beri var olan Giant Ferris Whell ikonik dönme dolabı ile ünlü Prater. Heyecanı sadece bulunduğunuz yer dolayısıyla değil aşağı inebilecek miyim diyerek de yaşayacaksınız. Şaka bir yana genellikle mart ve ekim ayları arasında açık bulabileceğiniz bu eğlence parkını; tarihi, manzarayı ve eğlenceyi birlikte yaşamanız için kaçırmamanızı tavsiye ederim. 

YEMEK / RESTORAN 

   Kahve severleri mutlu edecek bilgi ile devam etmek isterim. Viyana'da neredeyse 40 farklı çeşit kahve var desem? Bu bir rivayete göre 2. Viyana Kuşatmasından sonra Osmanlı yeniçerilerinin geride bıraktıkları kahve çekirdekleri ile başlayan bir hikaye. Başka bir rivayete göre ise İstanbul ile Viyana arasında ticaret yapan ermeni iş adamı tarafından açılmış olan ilk kahve evi ile başlayan bir hikaye. 
   Viyana kafelerininse ayrı bir yeri var çünkü oralarda yüz yıllardır buluşuluyor, fikir  üretiliyor yazıp, çizilip, eser ortaya konuluyor. Şimdi kahvelerini denemek için oturduğumuz bu sandalyelerde, Freud psikoanalizin temelini atmış, Beethoven, Mozart, bestelerini yapmışlar. Öyle ki en ciddi devlet meselelerinden ’’Bayan Sophia’nın keki de hamur olmuş.’’ dedikodularına kadar bu masalarda konuşulmuş, büyük bir ciddiyetle ele alınmıştır. Bu yüzden olacak ki , UNESCO’da  “Viyana kahvelerini tarih ve mekanın tüketildiği ama sadece kahvenin fatura edildiği yerlerdir” diyerek 2011 yılında Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne eklemiş.
   Ve tabii yanında dünyaca ünlü pastaları da var. Fransızların ‘Ekmek bulamazlarsa pasta yesinler’ sözünün sahibi olduğu iddia edilen meşhur kraliçesinin de bu kadar çeşitli ve lezzetli pastalara ev sahipliği yapan Viyana da, Hafburg sarayında doğduğunu biliyor muydunuz? Pastalarından bu kadar söz etmişken birkaçından bahsetmek isterim. Geleneksel bir çikolatalı kek olan üzerinde krema ile servis edilen sachertorte ve ‘ben tatlı insanı değilim’ diyorsanız  içi elma dolu börek olan Apfelstrudel’u deneyebilirsiniz. Benim gibi tatlı aşığıysanız ikisini birden deneyin neden olmasın? 
   Tabii Viyana’ya gidip şnitzel yemeden olmaz diyorlar. Onun içinse kapısında kuyruklar oluşacak kadar favori mekanları Figlmuller. Yer bulabilirseniz orada bulamazsanız başka bir yerde şnitzelinizi yerken yanında patates salatası söylemeyi unutmayın derim.

NE ZAMAN GİDİLİR / FESTİVALLER 

   Hava durumuna göre mi dersiniz yoksa festivale göre mi? Neyse ki yılın tüm zamanlarında devam eden çeşitli festivaller bizi bir seçim yapmak zorunda bırakmıyor . Yazlar ılık, kışları soğuk ve sıfırın altında olan Viyana’da ilkbahar ve sonbahar ise belirgin bir şekilde yaşanır. Keyifli üşütmeyen bir gezi için Temmuz ve Ağustos ayları en uygun zamanlarken Chrismas’ın ruhundandır diyerek noel pazarları için gelmeyi düşünürseniz 0'ın altında hava ve kar yağışı ile de karşılaşabilirsiniz.
   Festival demişken eğer bir mayıs gecesinde Viyanadaysanız Schönbrunn bahçelerinde harika bir yaz gecesi konseri yakalayabilirken Eylül akşamında ise Rathausplatz’da gerçekleşen açık sinemasını izleyebilirsiniz. 

2 yorum:

  1. Katedral aşığı biri olarak okurken resmen kendimi orada düşledim, elinize, emeğinize sağlıkkkkk <3

    YanıtlaSil
  2. çok güzel bir herber. okurkeb yaşadım diyebilirim :))

    YanıtlaSil